Examples of using "Reconcile" in a sentence and their turkish translations:
Hadi, barışalım.
Zıtlıkları uzlaştıramam
Sami ve Leyla uzlaşmaya karar verdiler.
terör örgütü ile bağdaştırmak istedi
Annem çifti barıştırmayı denedi.
Annem çifti barıştırmaya çalıştı.
Yıldızlarının bir türlü barışmadığı bir kişi daha var
Kadere razı gelmektense ölmeyi tercih ederim.
Her neyse, bence bu vaka çok önemli bir soruyu masaya getiriyor: İnsan hakları
İş ve kişisel yaşam arasında bir dengeye nasıl ulaşabiliriz?