Examples of using "Ears" in a sentence and their turkish translations:
Dikkatle dinliyorum.
Yerin kulağı var.
Beni dinle!
Kulaklarım ağrıdı.
Can kulağıyla dinliyoruz.
- Sağır değil.
- Kulakları var.
- Bir tavşanın uzun kulakları vardır.
- Tavşanların uzun kulakları vardır.
Dikkatle dinliyorum.
Bir kedinin iki kulağı vardır.
Kulaklarıma inanamıyorum.
kulaklarınızın arasında yatıyor.
Müzik kulakları tatmin eder.
Can kulağı ile dinledik.
Dikkat kesildim.
Karıncaların kulakları var mı?
Kedilerin sivri kulakları var.
Hepimizin kulakları var.
Kulaklarımı kapattım.
İki kulağımız var.
Onlar can kulağı ile dinliyor.
Tavşanların büyük kulakları vardır.
Duvarların kulakları vardır.
İyi kulaklarım var.
Benim kulaklarım kanıyor!
Fillerin iki kulağı vardır.
- Kulaklarım kırmızı mı?
- Kulaklarım kızarmış mı?
Kulaklarım tıkalı hissediyorum.
Kedilerin iki kulağı vardır.
Yaban tavşanlarının uzun kulakları vardır.
Vulkanların sivri kulakları var.
Elflerin sivri kulakları vardır.
Volkanlıların sivri kulakları vardır.
Tom dikkatle dinliyor.
Tom kulaklarını kapattı.
Tom'un büyük kulakları var.
Onlar kulaklarını yıkadı.
Kulaklarım donuyor.
Dikkatle dinliyorum.
Benim büyük kulaklarım var.
Kulaklarım donmuş.
Kulaklarım üşüyor.
Küçük kulaklarım var.
Kulaklarıma inanamadım.
Sineklerin kulağı yok.
Ben kulaklarımla duyuyorum.
Kedinin iki kulağı var.
Kulaklarımı kontrol ettirdim.
Bir tavşanın uzun kulakları vardır.
Biz kulaklarımızla duyarız.
Kulaklarımı diktim.
Kulaklarıma inanamadım!
O, kulaklarını deldirdi.
Kulaklarımı deldirdim.
- Tom konuşarak kafamı şişirdi.
- Tom beni konuşarak baydı.
- Tom çok konuşarak beni sıktı.
Onun yelken gibi kulakları var.
Neden tavşanların kulakları büyüktür?
Bunu duymak harika.
Duymak istediğim bu.
- Kulaklarıma bağırmayı durdur.
- Kulaklarıma bağırmayı kes.
Kulaklarım hâlâ çınlıyor.
Kulaklarını oynatabilir misin?
Biri kulaklarıyla duyar.
Prens Charles'ın büyük kulakları var.
Söyle bana. Dikkatle dinliyorum.
Tom kulaklarına inanamadı.
Mary kulaklarını deldirdi.
Tavşanın uzun kulakları var.
Çoğu tavşanın uzun kulakları vardır.
Çok büyük kulakları var.
Kulaklarımın çınlaması geçmemişti.
Gırtlağıma kadar borca battım.
Niçin kulaklarınız o kadar büyük?
Sen hâlâ dünkü çocuksun.
Duvarların kulakları vardır, shouji'nin gözleri vardır.
Kulaklarımı deldirebilir miyim?
O sadece kulaklarını deldirdi.
Neden tavşanların uzun kulakları var?
O, kulaklarına inanamadı.
- Neden tavşanların uzun kulakları vardır?
- Tavşanların neden büyük kulakları vardır?
Orman gözlü orman kulaklı.
Onun tavsiyesi dikkate alınmadı.
Onun yeni saç modeli kulaklarını örtüyor.
Sesin kulaklarımı kanatıyor!
O, kulaklarına küpe takar.
Tom kulaklarına inanamadı.
Tom acemi çaylak.
Kulaklarım çınlıyor.
Dövülmekten kulaklarım çınlıyordu.
Sesi hâlâ kulaklarımda çınlıyor.
Tavsiyeme kulaklarını kapattı.
Tom ellerini kulaklarının üzerinde tuttu.