Examples of using "Prevention" in a sentence and their turkish translations:
Önleme anahtardır.
Bu yangın önleme haftasıdır.
Korunma tedaviden daha iyidir.
- Korunmak en iyi ilaçtır.
- Önleme en iyi ilaçtır.
Bu hafta yangın önleme haftası.
- Biz bir intihar önleme organizasyonuyuz.
- Biz bir intihar önleme örgütüyüz.
Önleyici tedbir daima en iyi çözümdür.
10 Eylül dünya intihar önleme günüdür.
odak değiştirmeyi başaran azimli girişimciler
dört adet altı dakikalık ses kaydını katılımcılara dinlettim.
Orman yangınlarının önlenmesi, herkesin sorumluluğudur.
Kaçınmacı odak için en iyi durum senaryosu
Kadın girişimciye ise kaçınmacı bir soru sorulur.
Bu müze bir yangın koruma sistemi ile donatılmıştır.
Sorunu büyümeden halletmeli.
Antiseptiklerin etkin uygulaması hastane enfeksiyonlarının önlenmesinde önemli bir konudur.
Eğitim, saldırıların önlenmesi ve insanların yaşadığı alanlarda dolaşan kedilerin takibi üzerine çalışıyor.
Ölü doğumun birçok nedenleri bilinmeyen ya da tedavi edilemez olarak kalırken, ölü doğumun önlenmesi çok zordur.
Şu anda bilgisayarınızı kapatırsan, küresel ısınmanın önlenmesine katkıda bulunursun.
Önemli olan gündelik hayatta migrenin tetiklenmesini önlemek; başladıktan sonra onunla mücadele etmek değil.
1967 yılında Kanada'da doğum kontrolü hala yasadışıydı; prezervatif sadece hastalıktan korunmak için satılırdı.