Examples of using "Parallel" in a sentence and their turkish translations:
Onun paralelliği yok.
Tom paralel otoparkını pratik yaptı.
Bir diğer değimle paralel evren. Buradan çıkarımımız ise şunu söyleyebiliriz.
Ben paralel parketmede gerçekten kötüyüm.
O paralel park etmede çok iyidir.
Tom paralel park etmede iyi değildir.
Bu çizgi ona paraleldir.
Tom paralel parkta kötüdür.
ve zamanla, hem ekranda hem de ekran haricinde
Albert Einstein'ın görelilik kuramı, paralel evren teorileri
Yani aynı bir paralel evren gibi.
Kız paralel çubuklarda egzersiz yaptı.
Demiryolu karayoluna paralel.
Raylar yola paralel uzanıyor.
Mesire yeri kıyıya paraleldir.
Yol nehre paralel çalışır.
Tom paralel park etmede çok iyi değil.
Yol nehir ile paralel ilerliyor.
Karayolu nehre paralel olarak devam eder.
Ben hâlâ çok iyi paralel park yapamıyorum.
Nehir ana caddeye paralel akar.
İki cadde birbirine paralel çalışır.
Bir paralelkenarın zıt yönleri paraleldir.
Bermuda Şeytan Üçgeninde bir paralel evren var.
Kediler sahiplerininkine paralel duygusal alışkanlıklar gösterir.
Yol nehre paraleldir.
Peki paralel evrene küçükte olsa bir bakalım
Erkek sünnetinin uygulaması farklı kültürler arasında paralel olarak gelişmiştir.
yani bir diğer deyimle paralel evrende şu an kaç dakika geçti sorusun cevabı işte bunlarla hesaplanabilir