Examples of using "Luster" in a sentence and their turkish translations:
Kedimizin kürkü parlaklığını kaybetti.
Gümüş eşyaları cilalı tutmazsan parlaklığını kaybederler.
Yeni bir rekor kırması, onun şöhretini artırdı.
Trakya ve Anadolu'daki ulusal örgütleri birleştirmeye ve ulusun sesini bütün gürlüğüyle dünyaya duyuracak güvenilir bir yer olan Sivas'ta birleşik ve güçlü bir kurul toplamaya karar verilmiştir.