Examples of using "Irrelevant" in a sentence and their turkish translations:
Alakasız değil.
O ilgisiz.
Bu da alakasız.
Bu ilgisiz.
O tamamen ilgisiz.
O şimdi konu dışı.
Senin sözlerin alakasız.
Benim düşüncem alakasız.
Benim görüşüm alakasızdı.
Bu detaylar alakasız.
Bu tamamen alakasız.
Başka her şey önemsiz.
O şeyler ilgisiz.
Bu o kadar ilgisiz mi?
O soru ilgisiz.
Senin düşüncen alakasız.
O tamamen alakasız.
O ne kadar alakasız?
Bu tamamen alakasız.
Neyin ilgisiz olduğuna karar vereceğim.
Düşündüğün şey ilgisiz.
aynı derecede alakasız olurdu.
Tom'un söylediği genellikle alakasız.
Belki bu doğru ama alakasız.
Fikriniz ilgisiz olmaya devam ediyor.
- Ne düşündüğünün bir önemi yok.
- Düşündüğün şey konu dışı.
Tom'un Mary ile ilgili düşündüğü alakasız.
Ben alakasız sorular sormayı kesmeni öneririm.
Senin düşüncen alakasız.
Tom'u sevip sevmemen konu dışı.
Öneriniz bizim buradaki görüşmemizle alakasız gibi görünüyor.
Alakasız şeylere çok fazla dikkatini veriyor.
- Onun konuyla ilgisi yok.
- Bu ilgili değil.
Adımın ve doğum yerimin konuyla alakası yok, arkadaşım.
Tom bir sürü alakasız ayrıntıları bildirerek zamanımızı boşa harcadı.
Fransızca konuşabilip konuşamaman bu konuşmayla tamamen alakasız.
Sen gerekli değilsin.