Translation of "Horseback" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Horseback" in a sentence and their turkish translations:

He enjoys horseback riding.

O, ata binmeyi sever.

I enjoy horseback riding.

Ata binmekten hoşlanırım.

Let's go horseback riding.

Ata binmeye gidelim.

We went horseback riding yesterday.

Dün ata binmeye gittik.

I don't enjoy horseback riding.

- Ata binmekten hoşlanmam.
- At sırtında gitmekten keyif almıyorum.

She enjoys dancing and horseback riding.

O dans etmeyi ve ata binmeyi sever.

I used to go horseback riding.

Ben ata binmeye giderdim.

I'd like to try horseback riding.

At biniciliğini denemek istiyorum.

He likes to go out on horseback.

O at sırtında çıkmaktan hoşlanıyor.

A man on horseback came along the path.

At sırtında bir adam yol boyunca geldi.

Misfortune arrives on horseback but departs on foot.

Talihsizlik at sırtında gelir ama yürüyerek yola devam eder.

Riding into the countries on horseback, as you do,

at sırtında ülkeleri geziyordu

No, my dear, you had better go on horseback.

Hayır, canım, atla gitsen iyi olur.

The place is only accessible on foot or on horseback.

Yere sadece yürüyerek veya at sırtında ulaşılabilir.

- I want to ride a horse.
- I want to go horseback riding.

Bir ata binmek istiyorum.

- Have you ever ridden a horse?
- Have you ever been horseback riding?

- Hiç at biniciliğine gittin mi?
- Hiç ata bindin mi?

- He likes to get on the horse and go out.
- He likes to go out on horseback.

O at sırtında çıkmaktan hoşlanıyor.

Football originally meant "a game played with a ball on foot" - unlike a game played on horseback, such as polo.

Polo gibi at sırtında oynanılan bir oyunun aksine futbol aslında ayakla oynanılan bir top oyunu demekti.