Translation of "Dancing" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Dancing" in a sentence and their turkish translations:

- They're dancing.
- They are dancing.

- Onlar dans ediyorlar.
- Dans ediyorlar.

Keep dancing.

Dans etmeye devam edin.

I'm dancing.

Ben dans ediyorum.

We're dancing.

Biz dans ediyoruz.

They're dancing.

Dans ediyorlar.

- Let's go dancing, shall we?
- Why don't we go dancing?
- Let's go dancing.

Dans etmeye gidelim.

- Today, we are going dancing.
- Today, we're going dancing.
- We're going dancing today.

Bugün dans etmeye gidiyoruz.

They are dancing.

Onlar dans ediyorlar.

Tom hates dancing.

Tom dans etmekten nefret ediyor.

I wasn't dancing!

Dans etmiyordum.

Dancing is fun.

Dans eğlenceli.

We're going dancing.

Dans etmeye gidiyoruz.

Tom is dancing.

Tom dans ediyor.

I hate dancing.

Ben dans etmekten nefret ediyorum.

Tom stopped dancing.

Tom dans etmeyi durdurdu.

They started dancing.

Dans etmeye başladılar.

Dancing is prohibited.

Dans etmek yasak.

Who's dancing upstairs?

Üst katta kim dans ediyor?

I was dancing.

Dans ediyordum.

We went dancing.

Biz dansa gittik.

Fadil started dancing.

Fadıl dans etmeye başladı.

I started dancing.

Ben dans etmeye başladım.

Sami started dancing.

Sami dans etmeye başladı.

Sami went dancing.

Sami dans etmeye gitti.

Tom was dancing.

Tom dans ediyordu.

- Dancing is not a crime.
- Dancing isn't a crime.

Dans etmek bir suç değil.

- Today, we are going dancing.
- Today, we're going dancing.

Bugün dans etmeye gidiyoruz.

- I'm no good at dancing.
- I'm not good at dancing.

Dans etmede iyi değilim.

She felt like dancing.

Onun canı dansetmek istedi.

I like dancing too.

Ben de dans etmeyi severim.

Tom went out dancing.

Tom dans etmek için dışarı çıktı.

Why are you dancing?

Niçin dans ediyorsun?

I'm tired of dancing.

Dans etmekten usandım.

Aoi's hobby is dancing.

Aoi'nin hobisi dans etmektir.

I enjoy salsa dancing.

Sansa dansından hoşlanırım.

I feel like dancing.

Canım dans etmek istiyor.

I liked your dancing.

Dansını sevdim.

I love break dancing.

Braekdansı seviyorum.

I'm taking you dancing.

Ben seni dans etmeye götürüyorum.

Bring your dancing shoes.

Dans ayakkabılarını getir.

Some people started dancing.

Bazı insanlar dans etmeye başladılar.

Has Tom's dancing improved?

Tom'un dansı ilerledi mi?

People should be dancing.

İnsanlar dans ediyor olmalı.

Do you like dancing?

Dans etmeyi sever misiniz?

Look, a dancing dog!

Bak, bir dans köpeği.

Why isn't she dancing?

O neden dans etmiyor?

10 minutes of dancing,

ve 15 dakikalık süt sağımı kadar

Why aren't you dancing?

- Neden dans etmiyorsun?
- Neden dans etmiyorsunuz?

We're going dancing tonight.

Bu gece dansa gidiyoruz.

Dancing is my hobby.

Dans etmek benim hobim.

Tom felt like dancing.

Tom'un canı dans etmek istedi.

Tom took Mary dancing.

Tom Mary'yi dans etmeye götürdü.

I had fun dancing.

Dans ederek eğlendim.

We had fun dancing.

Dans ederek eğlendik.

I don't like dancing.

Dans etmeyi sevmiyorum.

I went out dancing.

Dışarı dans etmeye çıktım.

Tom's dancing isn't bad.

Tom'un dansı fena değil.

I'm good at dancing.

Ben dansta iyiyim.

Sami was still dancing.

Sami hâlâ dans ediyordu.

Do you enjoy dancing?

Dans etmekten hoşlanıyor musun?

- I don't plan on dancing.
- I have no intention of dancing.

Dans etmeye hiç niyetim yok.

- They were dancing with the music.
- They were dancing to the music.

Onlar müzik eşliğinde dans ediyorlardı.

- Everyone formed couples and began dancing.
- Everyone paired off and began dancing.

Herkes çiftler oluşturdu ve dans etmeye başladı.

I was dancing by myself.

Ben tek başıma dans ediyordum.

Betty is a dancing teacher.

Betty bir dans öğretmeni.

Betty is crazy about dancing.

Betty dans için deli oluyor.

I don't feel like dancing.

Canım dans etmek istemiyor.

Why don't we go dancing?

Niçin dans etmeye gitmiyoruz?

Mary went to dancing school.

Mary dans okuluna gitti.

All the boys were dancing.

Bütün oğlanlar dans ediyorlardı.

- We'll dance.
- We're going dancing.

Dans edeceğiz.

I've been taking dancing lessons.

Dans dersi alıyorum.

Tom and Mary are dancing.

Tom ve Mary dans ediyorlar.

I'm no good at dancing.

Dans etmede iyi değilim.

What are they dancing to?

Neye dans ediyorlar?

She's dancing with another man.

O başka bir adamla dans ediyor.

He's dancing with another girl.

O başka bir kızla dans ediyor.

Maybe we could go dancing.

Belki dans etmeye gidebiliriz.

He was dancing with her.

Onunla dans ediyordu.

- They danced.
- They were dancing.

Onlar dans ediyordu.

- I was dancing.
- I danced.

Dans ettim.

They were dancing a lot!

Onlar çok dans ediyordu!

She is wearing dancing shoes.

O dans ayakkabıları giyiyor.

And then everyone started dancing.

Ve sonra herkes dans etmeye başladı.

I'm not dancing for them.

Ben onlar için dans etmiyorum.

He likes singing and dancing.

Şarkı söylemeyi ve dans etmeyi sever.

She injured herself while dancing.

Dans ederken kendini incitti.

Tom is dancing with Mary.

Tom, Mary ile dans ediyor.

Tonight, let's all go dancing.

Bu gece hepimiz dans etmeye gidelim.

I don't like square dancing.

Grup dansını sevmiyorum.

You must really like dancing.

Dans etmekten gerçekten hoşlanıyor olmalısın.

I'm not dancing for you.

Seninle dans etmiyorum.

- Tom is dancing.
- Tom dances.

Tom dans ediyor.

Judy is fond of dancing.

Judy dans etmeyi sever.

Dancing will continue until midnight.

Dans gece yarısına kadar devam edecek.

My dancing career isn't over.

Dans kariyerim bitmedi.