Translation of "Enjoys" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Enjoys" in a sentence and their turkish translations:

Tom enjoys traveling.

Tom seyahat etmekten hoşlanır.

Tom enjoys gardening.

Tom bahçe işlerinden hoşlanır.

Tom enjoys that.

Tom ondan zevk alır.

Tom enjoys woodworking.

Tom ahşap işçiliğinden hoşlanır.

He enjoys movies.

O, filmlerden hoşlanıyor.

Tom enjoys movies.

Tom filmlerden zevk alıyor.

She enjoys movies.

O, filmlerden zevk alıyor.

Mary enjoys movies.

Mary filmlerden zevk alıyor.

Tom enjoys fishing.

Tom balık tutmaktan hoşlanır.

Tom enjoys school.

Tom okuldan hoşlanıyor.

Tom enjoys sailing.

Tom yelkencilikten hoşlanıyor.

Tom enjoys swimming almost as much as he enjoys skiing.

Tom neredeyse kayak yapmayı sevdiği kadar yüzmeyi de seviyor.

He enjoys his position.

O, yerinin kıymetini bilir.

Nancy enjoys indoor games.

Nancy kapalı yer oyunlarından hoşlanır.

He enjoys playing tennis.

O tenis oynamaktan hoşlanıyor.

Felicja enjoys watching TV.

Felicja TV izlemeyi seviyor.

He enjoys horseback riding.

O, ata binmeyi sever.

Tom enjoys playing sports.

Tom spor yapmaktan hoşlanır.

Tom enjoys playing golf.

Tom golf oynamaktan zevk alıyor.

Tom enjoys playing tennis.

Tom tenis oynamaktan hoşlanıyor.

Tom enjoys eating out.

Tom dışarıda yemek yemekten hoşlanıyor.

Tom enjoys reading novels.

Tom roman okumayı sever.

Tom enjoys your company.

Tom şirketinizi seviyor.

Tom really enjoys cooking.

Tom gerçekten yemek pişirmekten hoşlanır.

Tom enjoys watching TV.

Tom televizyon izlemekten zevk alır.

Tom enjoys telling jokes.

Tom fıkra anlatmaktan hoşlanır.

Tom clearly enjoys driving.

Tom açıkça araba sürmekten hoşlanır.

Tom enjoys mountain climbing.

Tom dağa tırmanmaktan zevk alır.

He enjoys reading novels.

- O, roman okumaktan zevk alır.
- Roman okumaktan keyif alır.

She enjoys reading novels.

O, roman okumaktan keyif alır.

Tom enjoys taking pictures.

Tom resim çekmekten hoşlanır.

Tom enjoys manipulating people.

Tom insanları idare etmekten hoşlanıyor.

Tom enjoys fishing trips.

Tom balık tutma gezilerinden hoşlanıyor.

Tom enjoys his classes.

Tom derslerini seviyor.

Tom enjoys watching people.

Tom insanları izlemekten hoşlanıyor.

Tom enjoys teaching French.

Tom, Fransızca öğretmekten hoşlanıyor.

Tom enjoys studying French.

Tom, Fransızca okumaktan hoşlanıyor.

Tom enjoys being outside.

Tom dışarıda olmaktan hoşlanıyor.

Tom enjoys playing baseball.

Tom beyzbol oynamaktan hoşlanıyor.

Tom enjoys teasing Mary.

Tom Mary'ye takılmaktan hoşlanıyor.

Tom enjoys being outdoors.

Tom açık havada olmayı seviyor.

He enjoys exploring remote areas.

Uzak bölgeleri keşfetmekten hoşlanır.

He enjoys eating ice cream.

O dondurma yemekten hoşlanır.

Tom really enjoys his job.

Tom işini gerçekten seviyor.

Tom enjoys playing the flute.

Tom flüt çalmaktan zevk alıyor.

Tom enjoys reading French literature.

Tom Fransız edebiyatı okumayı sever.

Mary enjoys being with Tom.

Mary Tom'la olmaktan hoşlanıyor.

Tom enjoys being with Mary.

Tom Mary ile olmaktan hoşlanıyor.

Tom enjoys reading detective stories.

Tom dedektif hikayeleri okumayı sever.

Tom enjoys playing the piano.

Tom piyano çalmaktan hoşlanır.

She enjoys Russian pop music.

O, Rus pop müziğinden zevk alır.

Tom enjoys the fresh air.

Tom taze havayı sever.

Tom enjoys a good challenge.

Tom iyi bir meydan okumaktan hoşlanır.

She enjoys reading scientific articles.

Bilimsel makaleleri okumaktan zevk alır.

Tom enjoys playing computer games.

Tom bilgisayar oyunları oynamayı seviyor.

Tom enjoys trying new things.

Tom yeni şeyleri denemekten zevk alır.

Tom's dog enjoys being hoovered.

Tomun köpeği süpürülmekten hoşlanır.

Tom's dog enjoys being vacuumed.

Tom'un köpeği vakumlu süpürgeyle temizlenmekten hoşlanıyor.

Susan enjoys listening to music.

Susan müzik dinlemekten hoşlanır.

Tom certainly enjoys his wine.

Tom kesinlikle şarabını seviyor.

Tom really enjoys watching basketball.

- Tom gerçekten basketbol izlemeyi seviyor.
- Tom basketbol izlemeyi gerçekten çok seviyor.

Tom enjoys what he does.

Tom yaptığından hoşlanıyor.

Mary enjoys being a celebrity.

Mary bir ünlü kişi olmaktan hoşlanır.

He enjoys putting people down.

İnsanları yere düşürmekten hoşlanıyor.

Tom apparently enjoys doing that.

Tom görünüşe göre bunu yapmaktan hoşlanıyor.

Tom enjoys being the boss.

Tom patron olmaktan hoşlanıyor.

Tom enjoys being in Boston.

Tom, Boston'da olmaktan hoşlanıyor.

Tom enjoys talking about himself.

Tom kendinden bahsetmekten hoşlanır.

He enjoys the fresh air.

Açık havadan keyif alır.

She enjoys riding a bicycle.

O bisiklet sürmekten hoşlandı.

- I don't think Tom enjoys hiking.
- I don't think that Tom enjoys hiking.

Tom'un yürüyüş yapmaktan hoşlandığını düşünmüyorum.

- I don't think Tom enjoys swimming.
- I don't think that Tom enjoys swimming.

Tom'un yüzmeyi sevdiğini sanmıyorum

- Tom said he enjoys teaching French.
- Tom said that he enjoys teaching French.

Tom, Fransızca öğretmekten hoşlandığını söyledi.

- Tom said he enjoys studying French.
- Tom said that he enjoys studying French.

Tom, Fransızca okumaktan hoşlandığını söyledi.

- Tom said he enjoys doing that.
- Tom said that he enjoys doing that.

Tom bunu yapmaktan hoşlandığını söyledi.

Tom enjoys playing tricks on me.

Tom benim üstümden dümen çevirmeyi sever.

She enjoys listening to classical music.

Klasik müzik dinlemekten hoşlanır.

She enjoys dancing and horseback riding.

O dans etmeyi ve ata binmeyi sever.

Tom enjoys reading books in French.

Tom Fransızca kitaplar okumayı sever.

My paternal grandmother enjoys tea ceremonies.

Benim babaannem çay törenlerini seviyor.

Tom enjoys working here, I think.

Tom burada çalışmaktan hoşlanıyor, sanırım.

Tom says he actually enjoys dancing.

Tom gerçekten dans etmekten hoşlandığını söylüyor.

This store enjoys a geographical advantage.

Bu mağaza coğrafi bir avantaja sahiptir.

Tom enjoys listening to live music.

Tom canlı müzik dinlemeyi sever.

Tom enjoys skydiving and scuba diving.

Tom gökyüzü dalışını ve aletli dalışı seviyor.

Tom enjoys hanging out with Mary.

Tom, Mary ile takılmaktan hoşlanıyor.

Tom enjoys listening to classical music.

Tom klasik müzik dinlemeyi seviyor.

Tom enjoys spending time with Mary.

Tom Mary ile vakit geçirmekten hoşlanıyor.

Tom says he enjoys doing that.

Tom bunu yapmayı sevdiğini söylüyor.

Tom says Mary enjoys doing that.

Tom, Mary'nin onu yapmaktan hoşlandığını söylüyor.

Tom enjoys watching baseball on TV.

Tom televizyonda beyzbol izlemeyi seviyor.

Tom enjoys playing chess with Mary.

Tom, Mary ile satranç oynamayı seviyor.

Tom enjoys going to the beach.

Tom plaja gitmekten hoşlanıyor.

He enjoys playing tricks on me.

Bana oyun oynamaktan zevk alır.