Translation of "Enjoying" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Enjoying" in a sentence and their turkish translations:

She's enjoying herself.

O gününü gün ediyor.

He's enjoying himself.

O eğleniyor.

I'm enjoying it.

Bu hoşuma gidiyor.

I'm enjoying this.

Bu hoşuma gidiyor.

You're enjoying yourself.

Sen eğleniyorsun.

To start enjoying tango.

birkaç yenilgi yaşamış olmak gerekir.

I'm actually enjoying myself.

Gerçekten günümü gün ediyorum.

Are you enjoying yourself?

Kendinizden hoşlanıyor musunuz?

Are you enjoying this?

Bundan hoşlanıyor musun?

Aren't you enjoying yourself?

Eğlenmiyor musun?

Tom is enjoying himself.

Tom gününü gün ediyor.

I was enjoying that.

Ondan zevk alıyordum.

I was enjoying it.

Ondan zevk alıyordum.

Tom is enjoying this.

Tom bunun tadını çıkarıyor.

Tom isn't enjoying himself.

- Tom eğlenmiyor.
- Tom keyif almıyor.

I'm enjoying the process.

Sürecin tadını çıkarıyorum

I'm not enjoying this.

Ben bundan hoşlanmıyorum.

Aren't you enjoying this?

Bundan hoşlanmıyor musun?

Layla was enjoying this.

Leyla bundan keyif alıyordu.

Tom wasn't enjoying himself.

Tom keyif almıyordu.

Sami wasn't enjoying himself.

- Sami kendini beğenmiyordu.
- Sami keyif almıyordu.
- Sami eğlenmiyordu.

Everyone was enjoying the journey.

Herkes yolculuğun tadını çıkarıyordu.

You're enjoying this, aren't you?

Bundan hoşlanıyorsun, değil mi?

Are you enjoying the evening?

Akşamdan zevk alıyor musun?

Are you enjoying the holidays?

Tatil günlerinin tadını çıkarıyor musun?

Are you enjoying the play?

Oyundan hoşlanıyor musun?

Are you enjoying the city?

Şehrin keyfini çıkarıyor musun?

Tom was certainly enjoying himself.

Tom kesinlikle eğleniyordu.

I hope you're enjoying this.

Bundan hoşlandığını umuyorum.

I hope you're enjoying yourself.

Gününü gün ettiğini umuyorum.

I hope you're enjoying yourselves.

Umarım eğleniyorsunuzdur.

You're enjoying yourself, aren't you?

Eğleniyorsun, değil mi?

You're enjoying yourselves, aren't you?

Eğleniyorsunuz, değil mi?

I'm glad you're enjoying yourself.

Eğlendiğinize sevindim.

I'm glad you're enjoying this.

Bundan hoşlandığına memnun oldum.

Tom is obviously enjoying himself.

Tom açıkçası eğleniyor.

I'm not enjoying this, either.

Ben de bundan hoşlanmıyorum.

Are you enjoying your weekend?

Hafta sonunun tadını çıkarıyor musun?

Tom isn't really enjoying himself.

- Tom gerçekten sefa süremiyor.
- Tom gerçekten keyif almıyor.

I'm really enjoying the corn.

Gerçekten mısırı beğeniyorum.

I'm enjoying my time here.

Burada vakit geçirmekten zevk alıyorum.

I'm enjoying this warm weather.

Bu ılık havanın tadını çıkarıyorum.

I'm enjoying this so much.

Bundan çok fazla keyif alıyorum.

Are you guys enjoying yourselves?

Keyfinize bakıyor musunuz?

Are you all enjoying yourselves?

Hepinizin eğleniyor musunuz?

Aren't you enjoying your weekend?

- Senin hafta sonundan hoşlanmıyor musun?
- Hafta sonundan hoşlanmıyor musun?

I was enjoying the view.

Manzaranın tadını çıkarıyordum.

Tom was enjoying the party.

Tom partiden hoşlanıyordu.

Tom wasn't really enjoying himself.

- Tom gerçekten gününü gün etmiyordu.
- Tom gerçekten keyif almıyordu.

Sami was enjoying his life.

Sami hayatından zevk alıyordu.

I'm really enjoying the challenge.

Meydan okumayı gerçekten seviyorum.

- I think Tom is enjoying himself.
- I think that Tom is enjoying himself.

Tom'un eğlendiğini düşünüyorum.

- Tom looks like he's enjoying himself.
- It seems like Tom is enjoying himself.

Tom gününü gün ediyor gibi görünüyor.

- Tom said that Mary was enjoying herself.
- Tom said Mary was enjoying herself.

Tom Mary'nin eğlendiğini söyledi.

- You don't look like you're enjoying yourself.
- You look like you aren't enjoying yourself.
- You look like you're not enjoying yourself.

Sen eğleniyor gibi görünmüyorsun.

- Tom looks like he's enjoying the party.
- Tom seems to be enjoying the party.

Tom partiden zevk alıyor gibi görünüyor.

The man is enjoying windsurfing alone.

Adam tek başına rüzgar sörfü yapmaktan hoşlanıyor.

He is enjoying his school life.

O, okul hayatını seviyor.

- They're enjoying themselves.
- They're having fun.

Onlar eğleniyorlar.

Tom's really enjoying his new job.

Tom yeni işinden gerçekten zevk alıyor.

Tom seems to be enjoying himself.

Tom eğleniyor gibi görünüyor.

Tom seemed to be enjoying himself.

Tom eğleniyor gibi görünüyordu.

Tom is enjoying this, I think.

Sanırım Tom bundan hoşlanıyor.

- We're having fun.
- We're enjoying ourselves.

Biz eğleniyoruz.

Tom and Mary were enjoying themselves.

Tom ve Mary sefa sürüyorlardı.

I'm enjoying every minute of it.

Her dakikasından zevk alıyorum.

I can't believe you're enjoying this.

Bunun tadını çıkaracağına inanamıyorum.

You look like you're enjoying yourself.

Eğleniyor gibi görünüyorsun.

Aren't you enjoying your stay here?

Burada kalmanız hoşunuza gitmiyor mu?

Sami was enjoying a leisurely life.

Sami sakin bir hayattan zevk alıyordu.

Tom is enjoying this, isn't he?

Tom bundan hoşlanıyor, değil mi?

I'm enjoying it while I can.

İmkânım varken keyfini çıkarıyorum.

- Tom said Mary was enjoying the party.
- Tom said that Mary was enjoying the party.

Tom Mary'nin partiden zevk aldığını söyledi.

Tom seems to actually be enjoying himself.

Tom aslında eğleniyor gibi görünüyor.

You looked like you were enjoying yourself.

Eğleniyorsun gibi görünüyordun.

Tom, you're supposed to be enjoying yourself!

Tom, eğlenmen gerekiyor!

Mary, you're supposed to be enjoying yourself.

Mary, eğlenmen gerekiyor.

Tom looked like he wasn't enjoying himself.

Tom eğlenmiyor gibi görünüyordu.

Tom seems to be enjoying all this.

Tom tüm bundan zevk alıyor gibi görünüyor.

Tom seems to be thoroughly enjoying himself.

Tom güzelce eğleniyor gibi görünüyor.

You're supposed to be enjoying yourself today.

Bugün gününü gün etmen gerekiyor.

Tom appears to be enjoying the party.

Tom partiden keyif alıyor gibi görünüyor.

Tom doesn't look like he's enjoying himself.

Tom eğleniyor gibi görünmüyor.

Tom seems to really be enjoying himself.

Tom gerçekten eğleniyor gibi görünüyor.

Tom seems to be enjoying the party.

Tom partiden zevk alıyor gibi görünüyor.

Jane appears to be enjoying the party.

Jane partiden hoşlanıyor gibi görünüyor.

The computer industry is enjoying a boom.

Bilgisayar endüstrisi bir patlama yaşıyor.

I hope you're enjoying your stay here.

Burada kalışınızın tadını çıkardığınızı umuyorum.

- I'm enjoying myself.
- I'm having a blast.

Sefa sürüyorum.

Tom certainly appeared to be enjoying himself.

Tom kesinlikle eğleniyor gibi görünüyordu.

- I enjoyed that.
- I've been enjoying it.

Ondan keyif alıyorum.

You seem to really be enjoying yourself.

Sen gerçekten gününü gün ediyor gibi görünüyorsun.

Layla was enjoying her life in Cairo.

Leyla, Kahire'de hayatının tadını çıkarıyordu.

Tom seemed to be enjoying the party.

Tom partiden hoşlanıyor gibi görünüyordu.

Tom is enjoying his life in Boston.

Tom Boston'da hayatının tadını çıkarıyor.

Tom seemed to be enjoying his life.

- Tom hayatından memnun gibiydi.
- Tom yaşamından keyif alıyor gibi görünüyordu.

- Tom and Mary said that they weren't enjoying themselves.
- Tom and Mary said they weren't enjoying themselves.

Tom ve Mary eğlenmediklerini söylediler.