Translation of "Hebrew" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Hebrew" in a sentence and their turkish translations:

Modern Hebrew is easier than Ancient Hebrew.

Modern İbranice, Eski İbranice'den daha kolaydır.

- Hebrew is my mother tongue.
- Hebrew is my native tongue.
- Hebrew is my native language.

İbranice ana dilimdir.

I don't speak Hebrew.

İbranice konuşmuyorum.

Do you speak Hebrew?

İbranice konuşur musun?

I really like Hebrew.

İbraniceyi çok seviyorum.

I want to learn Hebrew.

İbranice öğrenmek istiyorum.

He speaks Hebrew very well.

O çok iyi İbranice konuşur.

I want to study Hebrew.

Ben İbranice okumak istiyorum.

Hebrew is my native language.

İbranice benim ana dilim.

Hebrew is a difficult language.

- İbranice zor bir dildir.
- İbranca zor bir dildir.

Hebrew is my native tongue.

İbranice benim ana dilimdir.

- Yiddish is written with the Hebrew alphabet.
- Yiddish is written in Hebrew characters.

Yidiş, İbranice karakterlerle yazılır.

Psalms come from the Hebrew tradition.

Mezmurlar Yahudi geleneğinden geliyorlar.

Jerusalem is called "Yerushalayim" in Hebrew.

Kudüs'e İbranicede "Yerushalayim" denir.

Israel is called "Yisrael" in Hebrew.

İsrail'e İbranicede "Yisrael" denir.

Who translated the Quran into Hebrew?

Kuran'ı İbranice'ye kim çevirdi?

This is not Hebrew. It's Yiddish.

- Bu İbranice değil, Yidiş.
- Bu İbranice değil, Yidce.

Yiddish is written in Hebrew characters.

Yidiş, İbranice karakterlerle yazılır.

The Hebrew language continues to evolve.

İbranice evrim geçirmeye devam ediyor.

I am obsessed with learning Hebrew.

Ben İbranice öğrenmeyi saplantı haline getiriyorum.

- I don't think that she knows Hebrew.
- I do not believe that she can speak Hebrew.
- I don't believe that she can speak Hebrew.

- Ben onun İbranice bildiğini sanmıyorum.
- Ben onun İbranice konuşabildiğine inanmıyorum.
- İbranice konuşabildiğine inanmıyorum.
- Onun İbranice konuşabildiğine inanmıyorum.

- I do not believe that she can speak Hebrew.
- I do not believe that he can speak Hebrew.
- I don't believe that he can speak Hebrew.
- I don't believe that she can speak Hebrew.

- İbranice konuşabildiğine inanmıyorum.
- Onun İbranice konuşabildiğine inanmıyorum.

I don't think that he knows Hebrew.

Onun İbranice bildiğini sanmıyorum.

I don't know many words in Hebrew.

İbranicede çok kelime bilmiyorum.

Yiddish is written with the Hebrew alphabet.

Yahudi Almancası İbrani alfabesiyle yazılır.

You can write to me in Hebrew.

- Bana İbranice yazabilirsin.
- Bana İbranice yazabilirsiniz.

You have to write me in Hebrew.

Bana İbranice yazmak zorundasın.

- I do not believe that you can speak Hebrew.
- I don't believe that you can speak Hebrew.

- İbranice konuşabildiğine inanmıyorum.
- Senin İbranice konuşabileceğine inanmıyorum.
- Sizin İbranice konuşabileceğinize inanmıyorum.

I began my language learning journey with Hebrew,

Benim dil öğrenme yolculuğum İbranice ile başladı,

The official language of Israel is Modern Hebrew.

İsrail'in resmi dili Modern İbranicedir.

He asked me to transliterate the Hebrew sentence.

O benden İbranice cümleyi çevirmemi istedi.

Above and beyond this, he can read Hebrew.

Bunun ötesinde İbranice okuyabilir.

Elul is the last month in the Hebrew calendar.

Elul, İbrani takvimindeki son aydır.

This is a Hebrew word and it means "friend".

Bu İbranice bir kelimedir ve "arkadaş" anlamına gelir.

I didn't know that this word came from Hebrew.

Bu kelimenin İbraniceden geldiğini bilmiyordum.

These texts were written in Hebrew, not in Aramaic.

Bu metinler Aramice değil İbranice olarak yazılmıştır.

I can understand Hebrew, but I can't speak it.

İbraniceyi anlayabiliyorum fakat konuşamıyorum.

Most of the Dead Sea Scrolls are in Hebrew.

Ölü Deniz Parşömenlerinin çoğu İbranicedir.

And, to top it all off, he can read Hebrew.

- Ve, bu da yetmezmiş gibi, o İbranice okuyabilir.
- Ve, üstüne üstlük, o İbranice okuyabilir.

Lots of religious songs in Ladino are translations from Hebrew.

Birçok Yahudice dinî şarkı İbranice'den çeviridir.

I found a French-Hebrew dictionary at a small bookstore.

Küçük bir kitapçıda Fransızca-İbranice bir sözlük buldum.

From your conversation in Hebrew, I caught only two words.

Senin İbranice konuşmandan sadece iki kelime anladım.

She speaks Hebrew with her mother and Polish with her father.

O annesi ile İbranice konuşuyor ve babasıyla Lehçe konuşuyor.

She didn't know there was a translation of the Quran in Hebrew.

Kuran'ın İbranice bir çevirisi olduğunu bilmiyordu.

Hebrew is not at all old-fashioned, but rather modern, effervescent, and fresh.

İbranice hiç eski moda değil ama oldukça modern, coşkun ve taze.

Between 1924 and 1934, Bialik served as the head of the Hebrew Language Committee.

Bialik 1924 ve 1934 yılları arasında İbrani Dili Komitesi'nin başkanı olarak görev yaptı.

He read the translation of the Quran in Hebrew in less than a week.

O Kur'an'ın İbranice çevirisini bir haftadan daha az sürede okudu.

The danger is that Hebrew will be spoken in the bazaar, but English in the universities.

Tehlike şudur, İbranice pazarda ama İngilizce üniversitelerde konuşulacak.