Translation of "Easier" in Turkish

0.017 sec.

Examples of using "Easier" in a sentence and their turkish translations:

- That makes it easier.
- It makes it easier.

Bu onu kolaylaştırır.

- Easier said than done.
- It's easier said than done.
- That's easier said than done.

- Söylemesi kolay, yapması zor.
- Dile kolay.

It's gotten easier.

Bu daha kolay oldu.

- Easier said than done.
- That's easier said than done.

- Söylemesi kolay, yapması zor.
- Dile kolay.

- It's easier than it sounds.
- It's easier than it looks.

Bu göründüğünden daha kolay.

Ask me something easier.

Bana daha kolay bir şey sor.

It's easier this way.

Bu şekilde daha kolay.

What could be easier?

Ne daha kolay olabilir?

That makes it easier.

Bu onu kolaylaştırır.

It does get easier.

Gittikçe kolaylaşıyor.

Which one is easier?

Hangisi daha kolay?

Love makes life easier.

- Sevgi, yaşamı kolaylaştırıyor.
- Aşk, hayatı daha çekilir kılıyor.

This is much easier.

Bu çok daha kolay.

- I thought it'd get easier.
- I thought that it'd get easier.

Daha kolay olacağını düşündüm.

- I thought it'd be easier.
- I thought that it'd be easier.

Bunun daha kolay olacağını düşündüm.

And then, as your body adapts, it just becomes easier and easier.

Ve vücut uyum sağladıkça her şey daha da kolaylaşıyor.

After a month even easier.

Bir ay sonra daha da kolaylaştı.

Make transportation easier for everyone.

ulaşımı herkes için kolaylaştırıyor.

It's easier said than done.

- Söylemek yapmaktan daha kolaydır.
- Söylemesi kolay, yapması zor.
- Dile kolay.

It's easier than it looks.

Bu göründüğünden daha kolay.

It doesn't get any easier.

Kolaylaşmıyor.

Why would that be easier?

Bu neden daha kolay olurdu?

It's easier than you think.

Bu düşündüğünüzden daha kolay.

Would you like something easier?

Daha kolay bir şey ister misiniz?

It's much easier this way.

Bu şekilde çok daha kolay.

There's nothing easier than speaking.

Konuşmaktan kolay şey yok.

Criticizing is easier than doing.

Eleştirmek yapmaktan kolaydır.

It's easier than I thought.

Düşündüğümden daha kolay.

It sounds easier that way.

Bu o şekilde daha kolay görünüyor.

It's simply easier for me.

O benim için daha kolay.

It makes my life easier.

Hayatımı daha kolay yapıyor.

Life was easier back then.

Hayat o zamanlar daha kolaydı.

I wish it was easier.

Keşke kolay olsaydı.

Berber is easier to me.

Berberice benim için daha kolay.

Reading is easier than writing.

Okumak yazmaktan daha kolaydır.

- I thought it would be easier.
- I thought that it would be easier.

Onun daha kolay olacağını düşündüm.

- There's an easier way to do it.
- There's an even easier way to do it.
- There's an easier way to do this.
- There's an even easier way to do that.

Bunu yapmak için daha kolay bir yol var.

- Teaching children is easier than teaching adults.
- It's easier to teach children than adults.

Çocuklara öğretmek yetişkinlere öğretmekten daha kolaydır.

- Teaching children is easier than teaching adults.
- It's easier to teach children than to teach adults.
- It's easier to teach children than adults.

Çocuklara öğretmek yetişkinlere öğretmekten daha kolaydır.

Suddenly, swimming becomes a lot easier

aniden, yüzmek çok daha kolay olacak

And it got easier to ask.

Ve sormak kolaylaştı.

Can make human decision-making easier.

insanların karar vermesini nasıl kolaylaştırabildiğini görebiliyorum.

Everything eventually gets easier with practice.

Uygulama ile her şey sonunda daha kolay olur.

It is easier than I thought.

O, düşündüğümden daha kolay.

Taking off is easier than landing.

Kalkış inişten daha kolaydır.

Spanish is much easier than German.

İspanyolca, Almanca'dan çok daha kolaydır.

This one is a lot easier.

Bu çok daha kolay.

You should begin with easier questions.

Daha kolay sorularla başlamalısın.

That doesn't make it any easier.

Bu onu daha kolay yapmaz.

That was easier than I thought.

Düşündüğümden kolaydı.

Electrical appliances have made housework easier.

Elektrikli ev aletleri ev işini daha kolay yaptı.

In that time, everything was easier.

O zaman, her şey daha kolaydı.

It's easier than you might think.

Bu, düşündüğünüzden daha kolay.

It's been easier than I thought.

O, düşündüğümden daha kolaydı.

This was easier than I thought.

Bu düşündüğümden daha kolaydı.

Which is easier, skiing or skating?

Hangisi daha kolaydır, kayak mı yoksa buz pateni mi?

This problem is easier than that.

- Bu sorun, ondan daha kolaydır.
- Bu problem, ondan daha kolaydır.

Translation is easier than reverse translation.

Çevirmek, ters çevirmekden daha kolaydır.

We should all sleep easier now.

Artık hepimizin daha rahat uyuması gerekiyor.

This is easier than Tom expected.

Bu, Tom'un beklediğinden daha kolaydır.

Is it much easier to use?

Kullanmak çok daha kolay mıdır?

Some classes are easier than others.

Bazı dersler diğerlerinden daha kolay.

- I thought that would make it easier.
- I thought that that would make it easier.

Bunun kolaylaştıracağını düşündüm.

- This will make our job a lot easier.
- This will make our job much easier.

Bu, işimizi çok daha kolay hale getirecek.

- I thought doing that would be easier.
- I thought that doing that would be easier.

Bunu yapmanın daha kolay olacağını düşündüm.

- I just wish it was easier to do.
- I just wish it were easier to do.

Keşke onu yapması daha kolay olsa.

It's easier for your brain to follow.

beynin işi daha kolaylaşır.

It started to get a bit easier.

her şey kolaylaşmaya başladı.

Isn't it a little easier in education?

yahu eğitimde sanki biraz kolaylık sağlamıyor mu?

To preach is easier than to practice.

Vaaz vermek uygulamaktan daha kolaydır.

You had better begin with easier questions.

Daha kolay sorulardan başlasan iyi olur.

Modern Hebrew is easier than Ancient Hebrew.

Modern İbranice, Eski İbranice'den daha kolaydır.

It's easier to die than to love.

Ölmek, aşık olmaktan daha kolaydır.

There's an easier way to do this.

- Bunu yapmak için daha kolay bir yol var.
- Bunu yapmanın daha kolay bir yolu var.

These books will make your work easier.

- Bu kitaplar çalışmanızı daha kolay yapacak.
- Bu kitaplar işinizi kolaylaştıracak.

I'm afraid that's easier said than done.

Korkarım ki söylemek yapmaktan daha kolay.

It doesn't get any easier than this.

Bundan daha kolay olmaz.

It'll be easier for all of us.

Hepimiz için daha kolay olacak.

There's an easier way to do it.

Bunu yapmak için daha kolay bir yol var.

Does this make it easier for you?

Bu onu senin için daha kolay yapar mı?

Let me make it easier for you.

Bunu senin için daha kolay yapayım.

Wouldn't it be easier if Tom helped?

Tom yardım etse daha kolay olmaz mı?

This won't make the matter any easier.

Bu meseleyi daha kolay yapmaz.

Things will get easier from now on.

Şu andan itibaren işler daha kolay olacak.

I can make it easier for you.

Bunu senin için daha kolay yapabilirim.

I could make things easier for you.

İşleri senin için daha kolay yapabilirim.

My homework was easier than I expected.

Ev ödevim beklediğimden daha kolaydı.

It's a lot easier than I thought.

Düşündüğümden çok daha kolay.