Examples of using "Handle" in a sentence and their turkish translations:
Bunu halledebilirim.
Sami onu halledemedi.
Tom'un üstesinden geleceğim.
Onun üstesinden geleceğiz.
Bunun üstesinden geleceğiz.
Her şeyi ele alacağım.
İşleri halledeceğim.
Dikkatli tutun.
Onlar onu ele alacaklar.
Sadece bu kolu çevirin.
O, onunla başa çıkabilir.
Bırakın halledeyim.
Ben onu halledebilirim.
Onu halletmeme izin verin.
Onun üstesinden gelebiliriz.
Onlarla baş edemiyorum.
O bununla başa çıkamaz.
İşleri idare edebiliriz.
Onu idare edebiliriz.
Onu kullanabiliriz.
Onu idare edebilir misin?
Bunu kullanabilirsin.
Bunun üstesinden gelemezsin.
Bunu idare edebiliriz.
İşleri ben halledeyim.
Tom onunla başa çıkamaz.
Kendimi idare edebilirim.
Kol kırık.
Tom bunun üstesinden gelemez.
Bunu çok dikkatli ele al.
Onu tutar mısın?
Üstesinden gelebilirsin.
Buradaki işlerle ben ilgilenirim.
Ben bunu halledeceğim.
Biz bunun üstesinden geliriz.
Tom başarısızlıkla baş edebilir mi?
Bunu halledebilirler.
Onları ele alabilirim.
- Mallara elini sürme.
- Mallara dokunmayın.
Tom'un üstesinden gelebilirim.
Tom'u eğitmeme izin ver.
Bununla başa çıkabilirim.
Tom ona dokunamadı.
Bunu Tom halledebilir.
Tom onunla başa çıkabilir.
Gerisini halledeceğim.
Kim bu sorunun üstesinden gelecek?
Tom kolu çevirdi.
Biz onlarla başa çıkabiliriz.
Onunla başa çıkabilirim.
- Bunu daha sonra halledeceğim.
- Bunun üstesinden daha sonra geleceğim.
Onlar gerçeği idare edemiyorlar.
Ben bunun üstesinden gelemem.
Bunu ele alamam.
Onunla başa çıkamadım.
Gözlüğü dikkatli kullanın.
Kolu çevirdim.
Sami her şeyi halledebilir.
Bununla başa çıkamadım.
Tom bunun üstesinden gelecek.
Ben bunu halledeceğim.
Bunu ele almanı istiyorum.
Sanırım onunla başa çıkabiliriz.
O, İngilizcenin üstesinden iyi gelir.
Stresle nasıl başa çıkıyorsun?
Sen gerçekle başa çıkamazsın.
Gerçeğe dayanamaz.
O, gerçekle başa çıkamaz.
Tom'un üstesinden gelmeme izin ver, tamam mı?
Sadece bunun üstesinden gelmem izin ver.
Tom gerçekleri kabullenemiyor.
- Bunu tek başına idare edemezsin.
- Bununla tek başına başa çıkamazsın.
Tom artık bununla başa çıkamaz.
Ateşli silah kullanabilir misin?
Onunla başa çıkmak zorunda kalacaksın.
Onunla başa çıkabilir misin, Tom?
O sorunu ele alayım.
Tom gerçekle başa çıkabilir mi?
Tom gerisiyle ilgilenecek.
Tom kapı kolunu zorladı.
- Tom'u ben idare ederim.
- Tom'un icabına ben bakarım.
Onunla başka biri meşgul olsun.
Tüm düzenlemeleri ele alacağım.
Tom ayrıntıları ele alacak.
Kolunu bırakın.
Lütfen bunun üstesinden gelmeme izin ver.
Belki bunun üstesinden gelsen iyi olur.
Belki onu idare edebilirim.
Tom'u idare etmek zor.
O artık bununla başa çıkamadı.
Baskıyla başa çıkamadın.
Tom acıyla başa çıkamadı.
Tom bunu yalnız başına kullanamaz.
Bu başa çıkamayacağım bir şey değil.
Bununla başa çıkabilirim, Tom.
Bununla nasıl başa çıkmalıyım?
Gerçekle başa çıkabilir misin?
Tom baskı ile başa çıkabilir mi?
Belli ki bununla başa çıkamıyorsun.