Examples of using "Games" in a sentence and their turkish translations:
Video oyunlarını seviyorum.
Oyunları severim.
Oyun oynamayı bırak.
Tom oyunları seviyor.
Oyunları seviyoruz.
Onlar oyunlar oynadılar.
Oyun oynamayın.
- Oyunları severim.
- Maçları severim.
Benimle oyun oynama.
Çoğu erkek çocukları video oyunlarını severler.
Modern çok oyunculu video oyunları.
sokak oyunlarını sokak kültürlerini
Nancy kapalı yer oyunlarından hoşlanır.
O kelime oyunlarını sever.
Ben video oyunlarını seviyorum.
Tom oyun indiriyor.
Oyunlar oynamam.
Oyunlar oynamayı bırakalım.
Alkol oyunlarını seviyorum.
Oyun oynamayı kes, Tom.
Oyunlar başlasın.
Bilgisayar oyunları oynarım.
300'e yakın oyun kaybettim,
Birlikte oyunlar oynarız.
Ben oyunlarda iyiyim.
Tom kelime oyunlarını sever.
Ben video oyunları oynarım.
Beyzbol maçları uzundur.
Ben kelime oyunlarını severim.
Birkaç oyunu severim.
- Sami masa oyunlarını seviyordu.
- Sami masaüstü oyunlardan hoşlanıyordu.
- Sami kutu oyunlarını seviyordu.
Brezlya Olimpiyat oyunlarına evsahipliği yapıyor.
Birçok erkek çocuk bilgisayar oyunları sever.
Eğlence ve oyunlar bitti.
Oyunlar oynamaktan bıktım.
Birisi oyunlar oynamak istiyor.
Bilgisayar oyunları oynamam.
Çok oyun oynuyorsun.
Oyunların hepsi sıkıcıydı.
Futbol oyunlarını izlemeyi severim.
Oyunlar devam etmeli.
Çoğu erkek çocukları TV oyunlarını severler.
Tom video oyunları oynamaz.
Beyzbol oyunları izlemeyi severim.
Hangi oyunların var?
O, şans oyunlarını sever.
Tom bilgisayar oyunları oynamayı seviyor.
Hep bilgisayar oyunları oynuyorsun.
Sen ve ben oyunları seviyoruz.
Brezilya, Olimpiyat Oyunlarına ev sahipliği yapıyor.
- Biz hepimiz üç tane oyun kazandık.
- Biz hepimiz üç tane maç kazandık.
Tom şans oyunları sever.
Bizim üç maçımız kaldı.
Video oyunları oynuyor musun?
Tom, video oyunları oynamayı seviyor.
Ben video oyunları oynamıyorum.
Video oyunları oynamak hoşuma gidiyor.
Hangi oyunları seversin?
Bilgisayar oyunları oynamayı sever misin?
Hayat eğlenceden ve oyundan ibaret değildir.
O, televizyonda beyzbol oyunları izlemeyi seviyor.
Oyunlar, kamp ateşi gibidir.
yedi kiremit oyununu hatırlayan var mı?
çünkü sokak oyunlarına sokak kültürüne
Bizim takım bütün oyunları kaybetti
Tom her zaman video oyunları oynuyor.
O, çocukların oyunlarına katıldı.
Onlar takım oyunlarına katıldılar.
Video oyunları senin için zararlı.
Neredeyse hiçbir kız video oyunları oynamaz.
Oyun için vaktim yok.
Kızlar oyun oynayarak eğlendi.
O Paralimpik Oyunları'nda yarıştı.
Video oyunu oynamaya son ver. Bağımlı oldun.
Tom eski bilgisayar oyunlarını oynamayı sever.
Oyun oynamak için çok yaşlıyız.
Genç erkek çocuklar video oyunları oynamaya bayılıyorlar.
Tom zeka oyunları oynamayı seviyor.
Benimle oyun mu oynuyorsun?
Oyunlar için zamanım yok.
Seninle oyun oynamayacağım.
Ben oyun havamda değilim.
Çok sayıda çeşitli oyunlar oynadık.
Şimdiye kadar üç maç kaybettik.
Masa oyunları oynamayı severim.
Olimpiyat Oyunları nerede ortaya çıktı?
Oyunlar oynayarak kendimizi eğlendirdik.
Bu oyunlardan hiçbiri ilginç değil.
- Oyun oynamak ister misiniz?
- Oyun oynamayı sever misin?
Beyzbol oyunları izlemeyi severim.
Oyunların hiçbiri heyecan verici değil.
Oyunlar nerede yapılıyor?
Tom'un tek yaptığı oyunlar oynamak.
Oyun oynamak istemiyorum.
- Kaç tane maç kazanabiliriz?
- Kaç tane oyun kazanabiliriz?
Benimle oyun oynamayı bırakın.