Translation of "Played" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Played" in a sentence and their turkish translations:

- I played football and my sister played tennis.
- I played soccer and my sister played tennis.

Ben futbol oynadım ve kız kardeşim tenis oynadı.

Marie played.

Marie oynadı.

You played.

Sen oynadın.

He played.

O oynadı.

Tom played spoons and Mary played kazoo.

Tom kaşık çaldı ve Mary kazoo çaldı.

- Tom played the violin.
- Tom played violin.

Tom keman çaldı.

I had played too. Men also played because

benimde oynamışlığım vardı. Erkekler de oynardı çünkü

- We played soccer yesterday.
- We played football yesterday.

Dün futbol oynadık.

She played basketball.

O basketbol oynadı.

He played tennis.

O tenis oynadı.

Tom played shortstop.

Tom pasor oynuyordu.

I played football.

Ben futbol oynadım.

I played tennis.

Tenis oynadım.

She played chess.

O, satranç oynadı.

We played baseball.

Biz beyzbol oynadık.

Mary played hopscotch.

Mary seksek oynadı.

They played games.

Onlar oyunlar oynadılar.

I played baseball.

Beyzbol oynadım.

We played better.

Biz daha iyi oynadık.

We played chess.

Biz satranç oynadık.

Tom played football.

Tom futbol oynadı.

He played basketball.

O basketbol oynadı.

I played dumb.

Ben aptalı oynadım.

I played innocent.

Ben masumu oynadım.

I played guitar.

Gitar çaldım.

Tom played tennis.

Tom tenis oynadı.

I played along.

- Uyum içinde davrandım.
- Ben uyumlu davrandım.

I played golf.

Ben golf oynadım.

Sami played basketball.

Sami basketbol oynadı.

Tom played basketball.

Tom basketbol oynadı.

Tom played soccer.

Tom futbol oynadı.

Tom played pinball.

- Tom tilt oynadı.
- Tom pinball oynadı.

He played the guitar and she played the piano.

O, gitar çaldı ve o piyano çaldı.

- We should've played harder.
- We should have played harder.

Daha çok oynamalıydık.

- Tom played with his kids.
- Tom played with his children.

Tom çocukları ile oynadı.

- I played with the computer.
- I played with a computer.

Ben bir bilgisayarla oynadım.

- Tom and Mary played checkers.
- Tom and Mary played draughts.

Tom ve Mary dama oynadılar.

- We played baseball yesterday.
- We played a baseball game yesterday.

Dün biz beyzbol oynadık.

Rarely played at breaks

tenefüslerde nadiren de olsa oynanır

Have you played Minecraft?

Minecraft oynadın mı?

She played a sonata.

O, bir sonat çaldı.

We just played doctor.

Biz sadece doktorculuk oynadık.

He played tennis yesterday.

O, dün tenis oynadı.

She played the violin.

O, keman çaldı.

You played hooky yesterday?

Sen dün okulu astın mı?

We played baseball yesterday.

Dün biz beyzbol oynadık.

We played soccer yesterday.

Dün futbol oynadık.

We played tennis yesterday.

Biz dün tenis oynadık.

I played with friends.

Arkadaşlarla oynadık.

I played right field.

Ben sağ alanda oynadım.

I never played golf.

Hiç golf oynamadım.

We played and laughed.

Biz oynadık ve güldük.

Austria played against Australia.

Avusturya, Avustralya'ya karşı oynadı.

The boys played softball.

Çocuklar beyzbol oynadılar.

The children played ball.

Çocuklar top oynadılar.

Tom played the piano.

Tom piyano çaldı.

I've never played golf.

Asla golf oynamadım.

I played the accordion.

Akardeon çaldı.

We played basketball yesterday.

Dün basketbol oynadık.

We played all together.

Biz hepimiz birlikte oynadık.

You played tennis yesterday.

Dün tenis oynadın.

I often played truant.

Sık sık okuldan kaçtım.

Tom played the drums.

Tom davul çaldı.

Tom played left field.

Tom sol alanda oynadı.

Everyone played extremely well.

Herkes son derece iyi oynadı.

We played football together.

Biz birlikte futbol oynadık.

We played extremely well.

Biz son derece iyi oynadık.

We played extremely hard.

Biz son derece sert oynadık.

Tom played his violin.

Tom kemanını çaldı.

Tom played the flute.

Tom flüt çaldı.

We played to win.

Kazanmak için oynadık.

I played soccer yesterday.

Dün futbol oynadım.

They played miniature golf.

Minyatür golf oynadılar.

Tom played soccer yesterday.

Tom dün futbol oynadı.

We often played chess.

Biz sık sık satranç oynadık.

The children played together.

Çocuklar birlikte oynadılar.

He played the piano.

O, piyano çaldı.

Tom played tennis yesterday.

Tom dün tenis oynadı.

Tom formerly played percussion.

Tom daha önce vurmalı çaldı.

We played exceptionally well.

Biz son derece iyi oynadık.

We played reasonably well.

Epey iyi oynadık.

We played pretty hard.

Oldukça sıkı oynadık.

The band played Dixie.

Grup, Dixie'yi çaldı.

Tom really played well.

Tom gerçekten iyi oynadı.

We played very badly.

Çok kötü oynuyorduk.

We both played well.

İkimiz de iyi oynadık.