Examples of using "Filled with" in a sentence and their turkish translations:
Benim evim eşyalarla dolu.
Meg heyecanla dolu.
O merakla doluydu.
Onun kalbi üzüntüyle dolu.
Sevinç doluydum.
Gözleri doldu.
İnsanlar korkuyla doluydu.
Gözlerim yaşlarla doldu.
Beni üzüntü bastı.
Oda kahkahayla dolu.
Onun gözleri gözyaşlarıyla doldu.
Tom'un gözleri gözyaşlarıyla doldu.
Sami suçlulukla doluydu.
Sinema insanlarla doluydu.
Bütün gökyüzünü ışık kapladı.
Neşeli beklentiyle doldurulduk.
Oda insanlarla doluydu.
Bahçe çiçeklerle doluydu.
Şişe su ile doludur.
Sepet çileklerle doluydu.
Onun gözleri gözyaşlarıyla doluydu.
Onun kalbi sevinçle doluydu.
Kalbim üzüntü ile doluydu.
Onun evrak çantası suyla doluydu.
Balon havayla dolu.
Oda bilgisayarlarla doluydu.
Oda dumanla doldu.
Kalbim mutlulukla doluydu.
Park çocuklarla doludur.
O kulüp MILF'lerle doludur.
Evim eşyalarla doludur.
Tom'un kalbi üzüntüyle doluydu.
Gökyüzü yıldızlarla doluydu.
Onun kalbi acıyla doludur.
Kalbim neşeyle doluydu.
Oda dumanla doluydu.
Şehir panikle doldu.
Bu kutu elmalarla doludur.
Bardak sütle doludur.
Hücre erkeklerle doluydu.
- Çayır, kır çiçekleri ile doluydu.
- Çayır, yabani çiçeklerle doluydu.
Sami'nin sesi endişeyle doluydu.
ve uzun çalışma saatleriyle dolu, zor ve neredeyse mazoşistçe.
o kadar büyük bir inançla doldum ki
ve zehirli çöl yaratıklarıyla dolu.
ve zehirli çöl yaratıklarıyla dolu.
Bu çatlaklar suyla dolu mu?
pramit'in koridorları radyoaktif granit ile dolu
çekirdeğin etrafı ise akışkan magma ile dolu
Kızın gözleri gözyaşlarıyla doluydu.
Aklı mutlu düşüncelerle doluydu.
Sinema insanlarla doluydu.
Oda sigara dumanıyla dolmuştu.
- Sana eğlence dolu bir Cadılar bayramı diliyorum.
- Mutlu Cadılar Bayramı!
Bir çıngıraklı yılanın ısırığı zehirle doludur.
onun eğlenmesi için süslediğim hikâyeler
Cerrahinin tarihi günümüz cerrahlarına
Katile karşı öfkeyle doldurulduk.
Odası her zaman arkadaşlarıyla doludur.
Ateşli silah kurbanlarıyla dolu çok sayıda ambulans vardı.
Lamba yağ ile doldurulmalı.
Tom Mary'ye para dolu bir zarf uzattı.
Bina buğday torbalarıyla dolu.
Bu balon helyum ile dolu olduğu için süzülüyor.
Sami'nin evi sevgi ve kahkaha ile doluydu.
Şişe kuma benzer bir şeyle doluydu.
Ana cadde kimonolu kızlarla dolu.
veya "Tüyler", kıllarla doldurulmuş ... dikilmiş kumaştan yapılmış.
Sonra tüylerle dolu deriden yapılmış "Featheries" geldi.
Hücre, fahişeler ve evsiz kadınlarla doluydu.
Ben bu enstrüman dolu odada büyüdüm.
Hatalarla dolu uyduruk biçimde yazılmış bir raporu karalama.
Korsan CD ve DVD dolu 20 kutu bulundu.
Benim dairem hiç kullanmadığım eşyalarla doludur.
Onun aklı bir aktris olma hayalleri ile doludur.
Küvet sıcak su ve çiçek yaprakları ile doluydu.
O, kalbi umutla dolu olan bir adam.
Tom'un garajı hiç kullanmadığı şeylerle doludur.
Çam ağaçlarıyla ve eğrelti otlarıyla kaplı bir manzara hayal edin.
Tom sol elinde şarapla dolu bir bardak tutuyordu.
Sami'nin e-postaları çok, çok uzun ve saçmalıklarla doluydu.
Gökyüzü tamamen yıldızlarla doluydu.
O, o filmi izledikten sonra önsezi duygusu ile doluydu.
Tanrı'nın gözünde yeryüzü bozulmuş, zorbalıkla dolmuştu.
Ama Maduro'nun yandaşlarıyla dolu meclisi buna rağmen toplandı
Zihni arzularla dolu olmayanl biri için korku yoktur.
Üzücü sahneyi kendisi için resmederken gözleri gözyaşlarıyla doluydu.
Baklava kıyılmış fındık ile dolu filo hamur katmanları yapılan tatlı hamurdur.
Neo Kobe pizza ile dolu bir küvette onu boğarak öldürdüm.
İç kısım bir çekirdeğin etrafına sarılmış ve bazen sıvı ile doldurulmuş bir lastik banttır,
Berbat safra kesesi ameliyatından sonra, hasta hem mecazi olarak hem de kelimenin tam anlamıyla, safra ile doluydu.
Su veya çayla doldurduğunuz tüm içki şişelerini yerine koyabilir misiniz?
Konser alanı o kadar geniş bir seyirci kitlesiyle doluydu ki, ayakta duracak yer bile yoktu.
Afet bölgesine gönderilmek üzere hazır eski giysiler ile dolu üç yüz karton kutu vardı.
Tom'un bodrumu onun yıllardır kullanmadığı ve muhtemelen asla tekrar kullanmayacağı şeylerle doludur.
Tanrı yeryüzüne baktı ve her şeyin ne denli bozulduğunu gördü. Çünkü insanlar yoldan çıkmıştı. Tanrı Nuh'a, "İnsanlığa son vereceğim" dedi, "Çünkü onların yüzünden yeryüzü zorbalık doldu. Onlarla birlikte yeryüzünü de yok edeceğim."