Examples of using "Fare" in a sentence and their turkish translations:
Otobüs ücreti nedir?
Ücretinizi burada ödeyin.
O çift bilet ücreti ödedi.
Tom bilet parasını ödedi.
Ücreti ödedim.
Gidiş dönüş bilet ücretleri nedir?
Liverpool için ücret nedir?
Otobüs bilet ücreti arttırıldı.
Benim ücretim ne kadar?
Otobüs ücreti pahalı.
Uçak bileti ücretinin tutarı tren bileti ücretinden daha yüksek.
Otobüs ücreti ne kadar?
O, her zamanki ücretin iki katını ödedi.
Tek gidiş bilet ücreti bir dolardır.
Affedersiniz. Bu ücret yeterli değil.
Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olabilirsin.
Tom bilet ücretinin ne kadar olduğunu sordu.
- Osaka'dan Akita'ya bilet ücreti nedir?
- Osaka'dan Akita'ya yol parası nedir?
Hilton Hotel'a bilet ücreti ne kadar?
Biletini ne kadar erken alırsan, ücret o kadar ucuz olur.
Taksiden inmeden önce yol parasını öderiz.
Otobüste veya trende, bilet ödenmek zorundadır.
Otobüste bilet ücreti ne kadar?
Otobüs biletçisi o, bilet ücretini ödeyemediği için ona otobüsten inmesini söyledi.
Otobüs şoförü, Tom'un bilet ücreti için elli dolar uzatmasından etkilenmedi.
Tom içki içmeye giderken taksiyle eve dönmesine yetecek kadar parayı çorabının içinde saklar.