Translation of "Round" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Round" in a sentence and their turkish translations:

- This ball is round.
- The ball is round.

Bu top yuvarlaktır.

Balls are round.

Toplar yuvarlaktır.

It was round.

O yuvarlaktı.

I did not say round, I said we accept round

bakın yuvarlak demedim yuvarlak olduğunu kabul ediyoruz dedim

The earth is round.

Dünya yuvarlak.

Why are planets round?

Neden gezegenler yuvarlaktır?

The ball is round.

Top yuvarlaktır.

This ball is round.

Bu top yuvarlaktır.

- He believed that the earth was round.
- He believed the Earth round.

Dünya'nın yuvarlak olduğuna inanıyordu.

So look, this goes round...

Bakın, bu böyle dönüyor.

So look, this goes round.

Bakın, bu böyle dönüyor.

Since the world is round

mademki dünya yuvarlak

Since the world is round

Madem ki Dünya yuvarlak

The bowl was perfectly round.

Kase mükemmel bir şekilde yuvarlaktı.

What's the round-trip fare?

Gidiş dönüş bilet ücretleri nedir?

Round boxes? Are you nuts?

Yuvarlak kutular mı? Deli misin sen?

Tom glanced round the room.

Tom odanın etrafında göz gezdirdi.

We bought a round table.

Biz bir yuvarlak masa aldık.

He has a round face.

Onun yuvarlak bir yüzü var.

She has a round face.

Yuvarlak bir yüzü var.

Tom won the first round.

Tom ilk raundu kazandı.

I'll buy the next round.

Bir sonrakini ben satın alırım.

The soccer ball is round.

Futbol topu yuvarlaktır.

I'll buy the first round.

İlk içkiler benden.

He lives round the corner.

Onlar köşebaşında yaşıyor.

Round trip? Only one-way.

Gidiş dönüş mü? Sadece tek yön.

- The earth is round.
- The Earth is round.
- The world is a village.

Dünya yuvarlaktır.

- Strictly speaking, the earth is not round.
- Strictly speaking, the earth isn't round.

Açıkçası dünya yuvarlak değil.

But it was only round one.

Ama bu daha birinci turdu.

We accept the world is round

dünyanın yuvarlak olduğunu kabul ediyoruz

Watching her coming round the side,

köşeden gelmesini izlerken

The earth is round, not flat.

Dünya yuvarlaktır, düz değil.

Her eyes become round in surprise.

Şaşkınlıkla gözleri büyüdü.

I bought a round-trip ticket.

Bir gidiş-dönüş bileti aldım.

There's enough food to go round.

Dolaşmak için yeterli yiyecek var.

The man walked round the corner.

Adam köşeye yürüdü.

He comes round once a week.

O, haftada bir kez uğrar.

We wandered round the shopping center.

Alışveriş merkezini dolaştık.

Can we have another round, please?

Birer bardak daha alabilir miyiz lütfen?

Money makes the world go round.

- Dünyayı döndüren şey paradır.
- Dünyayı para döndürür.

He showed me round the park.

O bana parkı gösterdi.

Dennis laughs at Wilson's round face.

Denis, Wilson'un yuvarlak suratına gülüyor.

We've seen all-round improvements lately.

Hepimiz son zamanlarda çok yönlü iyileştirmeler gördük.

The merry-go-round rotates clockwise.

Atlıkarınca saat dönüşü yönünde döner.

She came round to watching TV.

O nihayet televizyon izlemeye başlayabildi.

Columbus claimed the Earth was round.

Kolomb, dünyanın yuvarlak olduğunu iddia etti.

Love makes the world go round.

Aşk dünyayı döndürür.

Are you from round these parts?

Sen buralardan mısın?

The museum is open year-round.

Müze yıl boyunca açıktır.

Tom bought a round-trip ticket.

Tom bir gidiş-dönüş bileti satın aldı.

Sami finished his round of golf.

Sami golf raundunu bitirdi.

- It is true that the earth is round.
- It's true that the earth is round.

Dünyanın yuvarlak olduğu doğrudur.

The round pegs in the square holes.

bulunduğu yere uygun olmayanlar.

You are talking nonsense round the world

saçmalıyorsun dünya tabikide yuvarlak

Now we know the world is round

şimdi dünya yuvarlak diye biliyoruz

Is the world flat? is it round?

dünya düz mü? yuvarlak mı?

How come it looks round from space

Nasıl oluyor da uzaydan yuvarlak görünüyor

Mary adores her baby's cute, round face.

Mary bebeğinin sevimli, yuvarlak yüzünü çok seviyor.

Did you buy a round-trip ticket?

Gidiş dönüş bileti aldın mı?

It was the same all year round.

Tüm yıl boyunca aynıydı.

The tree is green all year round.

Ağaç yıl boyunca yeşil kalıyor.

He works hard all the year round.

Bütün yıl çok sıkı çalışır.

They had to work all year round.

Onlar bütün yıl boyunca çalışmak zorundaydılar.

The people gathered around a round table.

Millet yuvarlak masanın etrafında toplandı.

Columbus believed that the earth was round.

Columbus dünyanın yuvarlak olduğuna inanıyordu.

He believed that the earth was round.

O, Dünyanın yuvarlak olduğuna inanıyordu.

I'd like to buy everyone a round.

Herkese bir daire almak istiyorum.

Julien wears round glasses, like John Lennon.

Julien, John Lennon gibi, yuvarlak gözlükler takıyor.

Julian wears round glasses like John Lennon's.

Julian, John Lennon'unki gibi yuvarlak gözlük takıyor.

They argued that the earth is round.

Dünya'nın yuvarlak olduğunu doğruladılar.

Columbus assumed that the earth was round.

Kolomb dünyanın yuvarlak olduğunu varsaydı.

Round the corner came a large truck.

Büyük bir kamyon köşeye vardı.

Columbus argued that the earth was round.

Columbus dünyanın yuvarlak olduğunu savundu.

It is cold all year round here.

Burada tüm sene boyunca hava soğuktur.

It's warm here all the year round.

Burada bütün yıl boyunca hava sıcak.

Tom certainly deserves a round of applause.

Tom kesinlikle bir tur alkış hak ediyor.

With you it's summer all year round.

Seninle bütün sene yaz mevsimidir.

Our company has no holidays year round.

Firmamızın yıl boyunca hiçbir tatili yoktur.

And began my first round of self-experimentation.

ve ilk tur kendi deneysel kullanımıma başladım.

Or is the world flat? is it round?

yoksa dünya düz mü? yuvarlak mı?

He said not elliptical nor round or flat

Yuvarlak da değil düz de değil eliptik demiş

There is a bookstore just 'round the corner.

Hemen köşede bir kitapçı var.

Okinawa has a fine climate all year round.

Okinawa'nın bütün yıl boyunca güzel iklimi vardır.

They have much rain all the year round.

Onların tüm yıl boyunca çok yağmuru var.

Halley's Comet comes round once every eighty years.

Halley'in Kuyruklu yıldızı her seksen yılda bir uğrar.

The gate is closed all the year round.

Kapı tüm yıl boyunca kapalı.

Those tribes inhabit the desert all year round.

O kabileler tüm yıl boyunca çölde yaşarlar.

The store is open all the year round.

Dükkan tüm yıl boyunca açıktır.

It is warm there all the year round.

Orada hava bütün yıl boyu sıcak.

He bought a round-trip ticket to Boston.

Boston'a bir gidiş-dönüş bileti aldı.

"One way or round trip?" "One way, please."

"Tek yön ya da gidiş dönüş?" "Tek yön, lütfen."

I have a round-trip ticket to Osaka.

Osaka'ya gidiş-dönüş biletim var.