Examples of using "Disrupted" in a sentence and their turkish translations:
aksadı ve ya tedavisine geç kalındı
Volkanik kül, hava ulaşımını kesintiye uğrattı.
Benim uyku döngüm bozuldu?
Küçük ama sesli bir azınlık, toplantının kesilmesine yol açtı.
Bu yolda trafik su baskınından dolayı kesintiye uğradı.
Toplantıda o, tartışmayı tekeline aldı ve davayı tamamen bozdu.
ve askeri disiplini bozduğunu gerekçesiyle eğitimlere alınmamaya başlandı