Examples of using "Direction" in a sentence and their turkish translations:
Ne taraftan?
Tom yön değiştirdi.
Yön değiştirdim.
ve yön tayini yapıyor
Onların bir yöne ihtiyacı var.
Doğu hangi tarafta?
Yanlış yöne gidiyorsun.
Yanlış yöne doğru gidiyorsun.
Aksi takdirde yönünüzü kaybedersiniz.
- O hangi yöne gitti?
- Hangi yöne gitti?
O, hangi yönü seçecek?
Rüzgar yön değiştirebilir.
Yönü değiştirmemiz gerekiyor.
Ne tarafa gidiyorsunuz?
O yönde gitmeye devam et.
Yön değiştirmenin zamanı geldi.
Her iki yönde de gidebilir.
Tom bizim olduğumuz yeri işaret etti.
Tom o yönde gitti.
O yönde gideceğim.
Tom hangi yöne gitti?
Senin yön duyun yok.
Evin hangi yöne bakıyor?
Onun yön duygusu yoktur.
Ben de o yöne gidiyorum.
yönde ve bulunduğu yerde değiş tokuşu beraberinde getirir.
Ses bu yönden geldi.
Park hangi yönde?
O hangi yönde gitti?
Tom yanlış yöne baktı.
Okul o yönde bulunuyor.
Onlar hangi yönde gidiyorlardı?
Tom'un yön duyusu yok.
Biz doğru yönde gidiyoruz.
Biz doğru yönde gidiyoruz.
- Doğru yönde ilerliyoruz.
- Biz doğru yönde hareket ediyoruz.
Yanlış yönde sürüyorsun.
Sami o yönde gidiyordu.
Ters yöne gitti.
Bu doğru yönde atılmış bir adım.
Şimdi yönümüzü kuzey-batı yönünde ilerletelim. Ve yine 60 km hızla gidelim.
Sen yanlış yönde gidiyorsun.
Sorun, gideceğimiz yönü belirlemek.
ana akım medyada yönlendirme var diyerek istifa etmişti
yani yön tayinlerini yaparlarken
Bir araba buraya yaklaşıyordu.
Tayfun batı yönünde hareket etti.
Doğru yönde mi gidiyorum?
Kuzey güneyden zıt yöndedir.
Tom yanlış yönde gidiyor.
Aksi yöne gitmen gerekir.
Onlar doğru yönde gitmiyor.
Doğru yönde gitmiyorsun.
Keskin bir yön duyun var.
Keskin bir yön duygusuna sahipsin.
Bu, yanlış yönde ilerliyor.
Tom'un kötü bir yön kestirme yeteneği var.
Sami karşı yönden geliyordu.
Leyla yanlış yönde araç kullanıyordu.
Tom yanlış yönde sürüyordu.
Tom doğru yönde ilerliyor.
Tom doğru yönde gidiyor.
Tom doğru yönde ilerliyor.
Kötü bir yön duygum var.
Tamam, o yöne doğru gitmeye devam edeceğiz.
fakat daha önceki görevlendirmeler o tarafa doğru yönlendirildi
sadece o yöne doğru ilerlemeye başlasak,
O, bizim çabalarımızı doğru yönde yönlendirdi.
Ben arkadaşımın gösterdiği yönde gittim.
Sen gerçekten iyi bir yön duyusuna sahipsin.
Böylesine kötü bir yön duyun var!
Bu otobüs farklı bir yöne gidiyor.
Ülke doğru yönde ilerliyor.
Yangın istikametinde koşturduk.
Odadaki herkes Tom'un yönüne baktı.
her hangi asteroidi yeni bir yöne çekerek
Bana doğru yolu gösterebilir misin?
Köpekler aynı yönde gidiyor.
Ordu yanlış yönde ilerliyordu.
Güneş yönünde koştum.
Tom'un gerçekten iyi bir yön bulma yeteneği var.
Ne yönde ya da hangi alanlarda değişim gerekli?
Bu, doğru yönde bir adımdır.
Leyla'nın hayatı doğru yönde gidiyor.
Sami doğru yönde bir adım attı.
Ödevi ek açıklama olmadan yapamaz.
Cezayir'in doğru yönde gelişmesi gerekiyor.
Ne taraftan gideceğimiz konusunda hiçbir fikrimiz yoktu.
Şuna bakın ama sadece tek bir istikamette böyle oluyor.
Ancak her şey hızla doğru yöne ilerliyor.
İkisini tek bir yöne iten faktörler vardı
Tom Mary'nin gösterdiği yöne kaçtı.
Belki de bize doğru yönde işaret edebilirsin.
Kasabaya doğru yürüyordum.
O, güneye veya o yönde bir yere gitti.