Examples of using "Depths" in a sentence and their turkish translations:
Denizaltı, okyanusun derinliklerinde saklandı.
Apotik veya “gece yarısı” bölgesi 1.000 metrenin altındaki derinliklerde bulunur. Güneş ışığı bu derinliklere nüfuz etmez ve bölge karanlıkta kalır.
Bilim adamları okyanusun derinliklerini keşfetmek için bir batisfer kullandılar.
Bence Dünya'nın derinliklerinde daha fazla altın olmalı.
Fakat artık son teknoloji çekim teknikleri kullanarak zifiri karanlıklara dalabiliyor...
Güneş batıyor. Fokların avladığı balıklar derinlerden yukarı çıkıyor.
Ama gecenin derinliklerinde keşfedilmeyi bekleyen bir okyanus dolusu bulgu hâlâ var.
21 ay önce kışın derinliklerinde başlayan şey bu sonbahar gecesinde sona eremez.
Kendimi okyanusun derinliklerine batırmak istiyorum, ki orada gözden kaybolup bir daha asla görünmeyeyim.