Examples of using "Depth" in a sentence and their turkish translations:
- Oyunun reklamı yapılıyor. -
Biz nehrin derinliğini ölçüyoruz.
Bu etiket yer ve derinliği ölçüyor
Nehrin derinliğini ölçtük.
Bu noktada derinlik küçüktür.
Ortalama okyanus derinliği 2,3 mildir.
çünkü Marmara Denizi okyanusal derinliğe sahip
Korkarım benim derinlik algım çok zayıf.
Suyun derinliğini asla iki ayakla kontrol etmeyin.
aynı zamanda denizle okyanusal derinliğe de sahip değil
fakat taşın derinliği biraz fazlaydı
Bu onun ailesine olan aşkının derinliğini gösterir.
O ailesi için sevgisinin derinliğini gösteriyor.
Arkadaşlığın derinliği tanışıklığın uzunluğuna bağlı değildir.
Sperm balinası 1000 metre derinliğe dalabilir.
arasındaki cep derinliği farkının 12 santime kadar çıktığını gösterdi.
O yeni işinde anlama kapasitesinin biraz üstünde.
Hiç kimse iki ayakla bir nehrin derinliğini test ölçemez.
Ama şimdi bunu biraz daha derinlemesine düşünelim.
çünkü bu sefer derinlik var ama yine su kütlesi yok
Bu göl ne kadar derin?
Perspektif ve derinlikteki ilerleme artık daha gerçekçi resimlerin çizilmesini sağlıyordu
Hacimi hesaplamak için uzunluğu genişlikle ve derinlikle çarp.
- Yüzmede iyi olmadığımdan dolayı, boyumu aşan yerlerde yüzmekten kaçınırım.
- Ben yüzmeyi iyi bilmediğim için, boyumu aşan yerde yüzmekten sakınırım.
Kapasiteyi hesaplamak için, uzunluğu genişlikle derinlikle çarpın.
Bu dramada bir şey eksik.O gerçek derinliği olmayan basit ikaz edici bir masal.
Bir metre çapında ve iki metre derinliğinde bir çukur kazmak yaklaşık 2.5 saatimi aldı.
Babasıyla karşılaştırıldığında, basiretten yoksundur.