Translation of "Darkest" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Darkest" in a sentence and their turkish translations:

- It's always darkest just before dawn.
- The darkest hour is just before dawn.

- Allah kulunu darda bırakmaz.
- İnsanın başı daralmayınca Hızır yetişmez.

It's always darkest before the dawn.

Şafaktan önce hava her zaman en karanlıktır.

It's always darkest just before dawn.

En karanlık zaman gün doğmadan hemen öncesidir.

And saved me in my darkest days.

ve beni en karanlık günlerimde kurtaran stratejilerim.

The darkest phase in the lunar cycle.

Ay döngüsünün en karanlık evresi.

And it's during the moon's darkest phase

Okyanusun en büyüleyici yüzünü sergilemesiyse

The darkest place is under the candlestick.

- En karanlık yer şamdanın altıdır.
- Çıra dibine kör yanar.
- Terzi, kendi söküğünü dikemez.

Tom whispered his darkest secret to Mary.

Tom Mary'ye en gizli sırrını fısıldadı.

The darkest hour is just before dawn.

En karanlık saat, şafaktan hemen öncedir.

On the African savanna, the moon is almost at its darkest.

Ay, Afrika Savanı'nda neredeyse en karanlık evresinde.

On the darkest of nights, Namibia’s dunes are a treacherous place.

Gecelerin en karanlığında Namibya'nın kumulları korkulası yerlerdir.

Even the darkest night will end and the sun will rise.

En karanlık gece bile sona erecek ve güneş doğacak.

This is simply one of the darkest pages in the history of Argentina!

Bu sadece Arjantin tarihindeki en karanlık sayfalarından biridir!

Vampire bats are most active on the darkest nights. Seeking blood in the blackness.

Vampir yarasalar en çok en kara gecelerde harekete geçer. Karanlıkta kan peşindedirler.

But before the Apollo Program launched its first astronauts, it would face its darkest

Ancak Apollo Programı ilk astronotlarını başlatmadan önce en karanlık saatiyle yüzleşecekti

"Where am I?" "In the darkest prison in Koridai." "How long was I out?" "Two hours."

"Neredeyim?" "Koridaidaki en karanlık hapishanede." "Ne zamandır dışarıdaydım?" "İki saat."