Translation of "Crimes" in Turkish

0.127 sec.

Examples of using "Crimes" in a sentence and their turkish translations:

Tom committed many crimes.

Tom çok suç işledi.

Sami minimized his crimes.

Sami suçlarını en aza indirdi.

What crimes have you committed?

Sen ne suçlar işledin?

Tom didn't commit those crimes.

Tom o suçları işlemedi.

How many crimes were committed?

Kaç tane suç işlendi?

Tom confessed to both crimes.

Tom her iki suçu da itiraf etti.

Sami confessed to both crimes.

Sami her iki suçu da itiraf etti.

Sami didn't commit any crimes.

Sami herhangi bir suç işlemedi.

They forgave him for his crimes.

Suçları için onu bağışladılar.

He was punished for his crimes.

Suçlarından dolayı cezalandırıldı.

She was punished for her crimes.

O, suçları için cezalandırıldı.

They were punished for their crimes.

Şuçlarından dolayı cezalandırıldılar.

He must pay for his crimes.

Suçlarının cezasını çekmeli.

Tom hasn't committed any serious crimes.

Tom herhangi bir ciddi suç işlemedi.

Tom has confessed to these crimes.

Tom bu suçları itiraf etti.

Tom must pay for his crimes.

Tom suçlarını ödemelidir.

Fadil was remorseful for his crimes.

Fadıl suçlarından dolayı çok pişmandı.

Crimes are disproportionately committed by minorities.

Suçlar orantısız bir şekilde azınlıklar tarafından işleniyor.

Layla enjoyed talking about her crimes.

Leyla, suçlarından bahsetmekten keyif alıyordu.

And all their crimes will be forgiven

ve bütün suçları affedilecek

Poverty sometimes drives people to commit crimes.

Yoksulluk bazen insanları suç işlemeye tahrik eder.

Your crimes have desecrated your ancestors' graves.

Sizin suçlarınız atalarının mezarlarına saygısızlıktı.

Parents are responsible for their children's crimes.

Anne babalar, çocuklarının suçlarından sorumludurlar.

A lot of crimes are not reported.

Bir sürü suç rapor edilmiyor.

Tom committed crimes, but was never convicted.

Tom suçlar işledi fakat asla hüküm giymedi.

Fadil faced a jury for his crimes.

Fadıl suçları için bir jüri karşısına çıktı.

Sami served six years for his crimes.

Sami suçları için altı yıl hapis yattı.

He committed a series of unforgivable crimes.

Bir dizi affedilmez suç işledi.

There's a change in the type of crimes.

Suçların türünde bir değişim var.

Rape and sexual assault are crimes of violence.

Tecavüz ve cinsel taciz şiddet suçlarıdır.

Sami had very close connections to the crimes.

Sami'nin suçlarla çok yakın bağlantıları vardı.

They commit all the crimes in this country.

Onlar bu ülkedeki bütün suçları işlerler.

- Tom didn't commit the crimes he's been accused of.
- Tom didn't commit the crimes that he's been accused of.

Tom suçlandığı suçları işlemedi.

- They commit most of the crimes in this country.
- Most of the crimes in this country are committed by them.

Onlar bu ülkedeki suçların çoğunu işlerler.

When you remember your own crimes, you forget another's.

Sen kendi suçlarını hatırladığında, başka birininkini unutursun.

We shouldn't be imprisoning people for such petty crimes.

Böyle basit suçlar yüzünden insanları hapse atmamamız lazım.

Many crimes can be carried out on the Internet.

Birçok suç internet üzerinde gerçekleştirilebilir.

Tom will be brought to justice for his crimes.

Tom, suçlarından dolayı adalete teslim edilecek.

Collective punishment for individual crimes is an inadvisable strategy.

Bireysel suçlar için toplu ceza, tavsiye edilemez bir stratejidir.

The consequence of individual crimes should be collective punishment.

Bireysel suçların sonucunun ortak cezalandırma olması gerekir.

Sami committed crimes that no one had tried before.

Sami daha önce hiç kimsenin denemediği suçları işledi.

On the streets, rape and all kinds of other crimes.

tecavüz ve tüm o tarz suçlarla doluydu.

I see the crimes commited every day on the street.

Ben sokakta her gün işlenen suçları görüyorum.

Tom was thinking of all the crimes Mary had committed.

Tom bütün suçları Mary'nin işlediğini düşünüyordu.

Our conscience is the witness to our most secret crimes.

En gizli suçlarımızın şahidi vicdanımızdır.

Laws to prevent computer crimes were enacted in the USA.

Bilgisayar suçları önlemek için yasalar ABD'de yürürlüğe girdi.

I had no alternative but to document the war crimes.

Savaş suçlarını belgelemekten başka seçeneğim yoktu.

"I'm investigating the crimes". "Like Sherlock Holmes?" "Something like that".

"Suçları araştırıyorum." "Sherlock Holmes gibi mi?" "Onun gibi bir şey."

Layla will go to the gas chamber for her crimes.

Leyla suçlarından dolayı gaz odasına gidecek.

Sami had a history of theft and drug-related crimes.

Sami, hırsızlık ve uyuşturucuya bağlı suçlarla ilgili bir geçmişe sahipti.

The torture made him confess to crimes he had not committed.

İşkence ona işlemediği suçları itiraf ettirdi.

Sociopaths rarely display remorse or feelings of guilt for their crimes.

Sosyopatlar işledikleri suçlar için nadiren pişmanlık ya da suçluluk hissi duyarlar.

The chain of crimes are thought to have been committed by the same man.

Cinayetler zincirinin aynı adam tarafından işlendiği sanılmaktadır.

It was a certainty that the inhabitants of this island had committed horrible crimes.

Bu adanın sakinlerinin korkunç suçlar işledikleri kesin idi.

The series of crimes were thought to have been committed by the same man.

Bir dizi cinayetin aynı adam tarafından işlendiği düşünüldü.

After serving seventeen years in prison, Fadil was put to death for his crimes.

On yedi yıl hapiste yattıktan sonra Fadıl suçlarından ötürü ölüm cezasına çarptırıldı.

The argument presented in Doyle's study was first published as a white paper on drug-related crimes.

Uyuşturucu ile ilgili suçlar konusunda Doyle'nin çalışmasında sunulan argüman bir beyaz kağıt olarak ilk kez yayımlandı.

[Pepe in Spanish] We had to get the economic resources needed for our fight, we had to commit crimes.

Mücadelemizin gerektirdiği ekonomik kaynaklara ulaşmak için suç işlemek durumunda kalıyorduk.