Examples of using "Cries" in a sentence and their turkish translations:
Herkes ağlar.
Kardeşim sık sık ağlar.
Tom neredeyse hiç ağlamıyor.
Tom çok nadiren ağlar.
Kuğu çığlık atar.
O sürekli olarak ağlıyor.
Tom kolayca ağlar.
Hiroshi "Bak, Mike!" diye bağırıyor.
Kız kardeşim sık sık ağlar.
Erkek kardeşim sık sık ağlar.
Tom artık asla ağlamıyor.
Tom çok ağlar
Tom neredeyse hiç ağlamaz.
Tom çok nadiren ağlıyor.
Sami çok kolayca ağlar.
Tom sık sık ağladığını itiraf eder.
Tom, Mary'nin nadiren ağladığını söyledi.
Tom, Mary'nin sık sık ağladığını söyledi.
Tom'un her zaman ağlayıp ağlamadığını merak ediyorum.
O neredeyse her gün ağlıyor.
Benim torunum çok yüksek sesle bağırır.
Tom hâlâ çok ağlıyor.
Tom, Mary'nin nadiren ağladığını söylüyor.
Tom Mary'nin sık sık ağladığını söylüyor.
Tom sürekli ağlar
O sarhoş olduğunda o her zaman ağlar.
Tom, Mary'nin neredeyse hiç ağlamadığını söyledi.
Çocuk gülmek yerine ağlar.
Tom sarhoş olduğunda sık sık ağlar.
Çocuk güleceği yerde ağlıyor.
Tom korktuğunda genellikle ağlar.
Bir adam bağırdığında o güçlüdür. Bir kadın ağladığında o histeriktir.
Tom, Mary'nin her zaman ağladığını söylüyor.
O, soğan doğrarken her zaman ağlar.
İçince hep nara atar.
farklı ağlamaları aktive edebileceğiniz nokta
Tom'un neden bu kadar çok ağladığını merak ediyorum.
Bebeğim henüz konuşamıyor. Sadece ağlıyor.
Tom bu şarkıyı her duyuşunda ağlar.
Dünya, protestocuların sesini duyabilir miydi?
Biz gülenleri görürürüz-Biz ağlayanları görmeyiz.
Sadece kuru bir bez gerektiğinde ağlar.
O sadece kuru bir beze ihtiyacı olduğunda ağlar.
Binlerce destek çığlıkları tribünlerden duyulabildi.
Kadın düğünden önce erkek düğünden sonra ağlar.
Siz ve ben bu yardım çığlıklarına cevap verdiğimizzaman,
Biz hasta çocuğun acıklı çığlıkları dinlemeye dayanamadık.
Bir bebeğe ne için ihtiyaç duyuyorsun? O sadece yemek yer, kaka yapar, kusar ve ağlar.