Examples of using "Cottage" in a sentence and their turkish translations:
Süzme peynir gibi bir şey yok.
Biz bir kulübede yaşıyoruz.
Peter'ın kulübesi çok büyük.
Süzme peynir nasıl yapılır?
Dağ evine doğru gittik.
Yazlık temiz ve düzenliydi.
Onun kulübesi kıyıda.
Süzme peynir benim en sevdiğim yiyecektir.
Köprünün ötesinde bir kır evi var.
Uzakta bir kulübe gördük.
Onun deniz kenarında bir sayfiye evi var
Tom bizi yazlığına davet etti.
Annem süzme peynir yemeyi sever.
Tom'un deniz kenarında bir kulübesi vardır.
Kulübede yaşayan adam kör.
Köprünün ötesinde küçük bir kulübe var.
Eski yazlığın bu konuda belirli bir çekiciliği vardır.
Süzme peynir yediğimden beri bir süre oldu.
- Süzme peynirle konserve şeftali şahane bir ikili olur.
- Süzme peynir konserve şeftaliyle çok iyi gider.
O, bataklıkta küçük bir kulübede tek başına yaşıyor.
Küçük kız kardeşim süzme peynirin tadını sevmez.
- Bu kulübe bana doğduğum evi hatırlatıyor.
- Bu kır evi bana doğduğum evi hatırlatıyor.
Kır evinin arkasında güzel bir ağacın altında bir masa kurdum.
Sayfiye evi bana onunla birlikte geçirdiğim mutlu günleri hatırlattı.
Bakkala giderken biraz peynir al lütfen.
Eski kulübenin sadece bir yatağı vardı, bu yüzden biz hepimiz onun içinde sırayla uyuduk.
Somerset'teki küçük yazlıklarında hafta sonunu onunla geçirmeye can atıyordu.
Komşumun yazlığını satın almak istedim, ama ben oraya vardığımda çoktan satılmıştı.
Son zamanlarda onun yaşadığı kulübe ile karşılaştırılırsa o ev küçük görünüyordu.
O bataklıkta küçük bir kulübede tek başına yaşıyor.