Translation of "Cooperate" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Cooperate" in a sentence and their turkish translations:

I'll cooperate.

İşbirliği yapacağım.

We'll cooperate.

İşbirliği yapacağız.

Tom will cooperate.

Tom işbirliği yapacak.

Tom wouldn't cooperate.

Tom iş birliği yapmadı.

You will cooperate.

İş birliği yapacaksın.

I'm happy to cooperate.

İş birliği yapmaktan mutluyum.

I suggest you cooperate.

İşbirliği yapmanı öneririm.

I'd like to cooperate.

İşbirliği yapmak istiyorum.

We hope you'll cooperate.

İşbirliği yapacağını umuyoruz.

Tom will definitely cooperate.

Tom kesinlikle işbirliği yapacaktır.

Tom refused to cooperate.

Tom işbirliği yapmayı reddetti.

Tom decided to cooperate.

Tom işbirliği yapmaya karar verdi.

We have to cooperate.

İşbirliği yapmak zorundayız.

They refused to cooperate.

İşbirliği yapmayı reddettiler.

I'm willing to cooperate.

İşbirliği yapmaya hazırım.

Sami decided to cooperate.

Sami işbirliği yapmaya karar verdi.

- We will be happy to cooperate.
- We'll be happy to cooperate.

İşbirliği yaptığımıza mutlu olacağız.

They want us to cooperate.

Onlar işbirliği yapmamızı istiyorlar.

I'd be happy to cooperate.

İş birliği yapmaktan mutlu olurum.

You were wise to cooperate.

İş birliği yapmak için tercübeliydin.

Tom is willing to cooperate.

Tom işbirliği yapmak için istekli.

Tom wasn't willing to cooperate.

Tom işbirliği yapmaya istekli değildi.

Are you going to cooperate?

İşbirliği yapacak mısın?

Tom assured us he'd cooperate.

Tom iş birliği yapacağına bizi temin etti.

I wish everyone would cooperate.

Keşke herkes işbirliği yapsa.

The suspect refused to cooperate.

Şüpheli işbirliği yapmayı reddetti.

Aren't you going to cooperate?

- İşbirliği yapmayacak mısınız?
- İşbirliği yapmayacak mısın?

Tom is going to cooperate.

Tom birlikte çalışacak.

Tom wanted Mary to cooperate.

Tom, Mary'nin işbirliği yapmasını istedi.

- Tom has decided to cooperate with Mary.
- Tom decided to cooperate with Mary.

Tom Mary ile işbirliği yapmaya karar verdi.

People achieve more when they cooperate.

İnsanlar işbirliği yaptığında daha fazlasını elde ederler.

What made Tom decide to cooperate?

Tom'a işbirliği yapmak için ne karar verdirdi.

Tom told us that he'd cooperate.

Tom bize işbirliği yapacağını söyledi.

We will be happy to cooperate.

İş birliği yapmaktan mutlu olacağız.

Mary told us that she'd cooperate.

Mary bize işbirliği yapacağını söyledi.

We had to cooperate with each other.

Birbirimizle işbirliği yapmak zorunda kaldık.

Parents need to cooperate with each other.

Ebeveynlerin birbirleriyle işbirliği yapması gerekir.

My lawyer has advised me to cooperate.

Avukatım bana işbirliği yapmamı tavsiye etti.

We want to cooperate and we will.

İşbirliği yapmak istiyoruz ve yapacağız.

Did the Bush administration cooperate with al-Qaida?

Bush yönetimi El Kaide ile işbirliği yaptı mı?

I'm willing to do the job if you cooperate.

Eğer işbirliği yaparsan, işi yapmaya hazırım.

I might be able to convince Tom to cooperate.

Tom'u işbirliği yapması için ikna edebilirim.

I need you to cooperate with me on this.

Bu konuda benimle işbirliği yapmana ihtiyacım var.

Can we really expect Tom to cooperate with us?

Gerçekten Tom'un bizimle işbirliği yapmasını bekleyebilir miyiz?

All governments will have to cooperate in this matter.

Bütün hükümetler bu konuda işbirliği yapmak zorunda kalacak.

I suggest we forget our differences and try to cooperate.

Farklılıklarımızı unutmayı ve iş birliği yapmayı denemeyi öneriyorum.

Tom was more than willing to cooperate with the police.

Tom polisle işbirliği yapmak için daha fazla istekliydi.

Let's cooperate where we can, let's confront where we must.

Yapabileceğimiz yerde işbirliği yapalım, yapmamız gereken yerde karşı koyalım.

The CEO's unwillingness to cooperate put us in a difficult position.

CEO'nun işbirliği yapma konusundaki isteksizliği bizi zor duruma soktu.

However, we also cooperate because we have to create societies. Because we are not Robinson Crusoe.

Ama aynı zamanda dayanışıyoruz çünkü bir toplum inşa etmek zorundayız. Çünkü Robinson Crusoe değiliz.