Examples of using "Cooperate" in a sentence and their turkish translations:
İşbirliği yapacağım.
İşbirliği yapacağız.
Tom işbirliği yapacak.
Tom iş birliği yapmadı.
İş birliği yapacaksın.
İş birliği yapmaktan mutluyum.
İşbirliği yapmanı öneririm.
İşbirliği yapmak istiyorum.
İşbirliği yapacağını umuyoruz.
Tom kesinlikle işbirliği yapacaktır.
Tom işbirliği yapmayı reddetti.
Tom işbirliği yapmaya karar verdi.
İşbirliği yapmak zorundayız.
İşbirliği yapmayı reddettiler.
İşbirliği yapmaya hazırım.
Sami işbirliği yapmaya karar verdi.
İşbirliği yaptığımıza mutlu olacağız.
Onlar işbirliği yapmamızı istiyorlar.
İş birliği yapmaktan mutlu olurum.
İş birliği yapmak için tercübeliydin.
Tom işbirliği yapmak için istekli.
Tom işbirliği yapmaya istekli değildi.
İşbirliği yapacak mısın?
Tom iş birliği yapacağına bizi temin etti.
Keşke herkes işbirliği yapsa.
Şüpheli işbirliği yapmayı reddetti.
- İşbirliği yapmayacak mısınız?
- İşbirliği yapmayacak mısın?
Tom birlikte çalışacak.
Tom, Mary'nin işbirliği yapmasını istedi.
Tom Mary ile işbirliği yapmaya karar verdi.
İnsanlar işbirliği yaptığında daha fazlasını elde ederler.
Tom'a işbirliği yapmak için ne karar verdirdi.
Tom bize işbirliği yapacağını söyledi.
İş birliği yapmaktan mutlu olacağız.
Mary bize işbirliği yapacağını söyledi.
Birbirimizle işbirliği yapmak zorunda kaldık.
Ebeveynlerin birbirleriyle işbirliği yapması gerekir.
Avukatım bana işbirliği yapmamı tavsiye etti.
İşbirliği yapmak istiyoruz ve yapacağız.
Bush yönetimi El Kaide ile işbirliği yaptı mı?
Eğer işbirliği yaparsan, işi yapmaya hazırım.
Tom'u işbirliği yapması için ikna edebilirim.
Bu konuda benimle işbirliği yapmana ihtiyacım var.
Gerçekten Tom'un bizimle işbirliği yapmasını bekleyebilir miyiz?
Bütün hükümetler bu konuda işbirliği yapmak zorunda kalacak.
Farklılıklarımızı unutmayı ve iş birliği yapmayı denemeyi öneriyorum.
Tom polisle işbirliği yapmak için daha fazla istekliydi.
Yapabileceğimiz yerde işbirliği yapalım, yapmamız gereken yerde karşı koyalım.
CEO'nun işbirliği yapma konusundaki isteksizliği bizi zor duruma soktu.
Ama aynı zamanda dayanışıyoruz çünkü bir toplum inşa etmek zorundayız. Çünkü Robinson Crusoe değiliz.