Translation of "Cards" in Turkish

0.030 sec.

Examples of using "Cards" in a sentence and their turkish translations:

Let's play cards.

Kart oynayalım.

Show your cards.

Kartlarınızı gösterin.

Deal the cards.

Kartları dağıt.

They're playing cards.

Onlar iskambil oynuyor.

We're playing cards.

Biz iskambil oynuyoruz.

- Playing cards is a pastime.
- Playing cards is a hobby.

İskambil oynamak bir hobidir.

Let's play cards instead.

Onun yerine kart oynayalım.

He's good at cards.

O kartlarda iyidir.

We accept credit cards.

Biz kredi kartı kabul ediyoruz.

Don't show your cards.

Niyetinizi belli etmeyin.

I don't play cards.

- İskambil oynamam.
- Ben iskambil oynamam.

Deal us the cards.

Bize kartları dağıt.

Tom shuffled the cards.

Tom kartları karıştırdı.

I hate playing cards.

Ben iskambil oynamaktan nefret ediyorum.

Deal the cards, Tom.

- İskambil kartları dağıt; Tom.
- Kartları dağıt Tom.

Let's play some cards.

Biraz iskambil oynayalım.

Please shuffle the cards.

Lütfen kartları karıştır.

Please deal the cards.

Lütfen kartları dağıt.

Playing cards is interesting.

İskambil kartları ilginçtir.

Tom dealt the cards.

Tom kartları dağıttı.

I dealt the cards.

Kartları dağıttım.

I shuffled the cards.

Kartları karıştırdım.

Sami dealt the cards.

Sami kartları dağıttı.

I like playing cards.

İskambil oynamak hoşuma gidiyor.

I love playing cards.

- Kağıt oynamayı severim.
- İskambil oynamayı seviyorum.

- We killed time by playing cards.
- We killed time playing cards.

- Kart oynayarak zaman öldürdük.
- Kart oynayarak vakit öldürdük.

- It is fun to play cards.
- It's fun to play cards.

Kart oynamak eğlencelidir.

- They killed time playing cards.
- They passed time by playing cards.

Kart oynayarak vakit geçirdiler.

- Dinner finished, they enjoyed playing cards.
- After dinner, they enjoyed playing cards.

Akşam yemeğinden sonra kâğıt oynayıp eğlendiler.

Please shuffle the cards carefully.

Lütfen kartları dikkatlice karıştır.

Playing cards is very interesting.

Kart oynamak çok ilginçtir.

He likes to play cards.

O, kart oynamayı sever.

She played cards with Roy.

O, Roy'la iskambil oynadı.

You take credit cards, right?

Kredi kartı kabul ediyorsunuz, değil mi?

I want new business cards.

Yeni iş kartları istiyorum.

Tom played cards with Mary.

Tom, Mary ile kart oynadı.

The credit cards are plastic.

Kredi kartları plastiktir.

Tom likes to play cards.

Tom kart oynamayı seviyor.

She plays her cards well.

Kartlarını iyi oynar.

Do you accept credit cards?

- Kredi kartlarını kabul ediyor musunuz?
- Kredi kartı kabul ediyor musun?

These computers use punch cards.

Bu bilgisayarlar delikli kart kullanıyor.

Tom looked at his cards.

Tom kartlarına baktı.

I want to play cards.

Ben kart oynamak istiyorum.

We played cards after dinner.

Biz akşam yemeğinden sonra kart oynadık.

We played cards last night.

Dün gece kart oynadım.

Where are your credit cards?

Kredi kartların nerede?

Tom used Mary's credit cards.

Tom Mary'nin kredi kartlarını kullandı.

I have two credit cards.

İki kredi kartım var.

We don't take credit cards.

Biz kredi kartlarını kabul etmiyoruz.

You don't accept credit cards?

Kredi kartı kabul etmiyor musunuz?

Let's play cards a while.

Bir süre iskambil oynayalım.

Tom is good at cards.

Tom kartlarda iyidir.

Playing cards is a pastime.

Kartpostal oynamak bir hobidir.

What are those cards, Jan?

Şu kartlar nedir, Jan?

The kids traded baseball cards.

Çocuklar beyzbol kartlarını takas ettiler.

They killed time playing cards.

Onlar kart oynayarak zaman geçirdiler.

Certainly, I like playing cards.

- Kesinlikle, kart oynamak hoşuma gider.
- Tabii ki iskambil oynamayı severim.

Do you take debit cards?

Banka kartlarını kabul ediyor musunuz?

Early computers used punch cards.

İlk bilgisayarlar delikli kart kullandı.

These playing cards are marked.

Bu oyun kartları işaretlidir.

No credit cards are accepted.

Hiçbir kredi kartı kabul edilmiyor.

Tom plays his cards well.

- Tom kozlarını iyi kullanıyor.
- Tom kartlarını iyi oynuyor.

They didn't take credit cards.

Onlar kredi kartlarını almadılar.

Tom had fun playing cards.

Tom kart oynayarak eğlendi.

Someone stole my credit cards.

Birisi benim kredi kartlarımı çaldı.

Let's play cards after dinner.

Yemekten sonra iskambil oynayalım.

We had fun playing cards.

Kağıt oynayarak eğleniyorduk.

Where are my credit cards?

Kredi kartlarım nerede?

I believe in tarot cards.

Tarot kartlarına inanıyorum.

Do you like playing cards?

İskambil oynamayı sever misin?

Why don't we play cards?

Neden kartlarla oynamıyoruz?

Do you take credit cards?

Kredi kartı kabul ediyor musunuz?

We accept all major credit cards.

Bütün kredi kartlarını kabul ediyoruz.

Credit cards are useful but dangerous.

Kredi kartları yararlıdır ama tehlikelidir.

Take any two cards you like.

İstediğin iki kartı al.

Playing cards is a popular pastime.

Kart oynamak popüler bir eğlencedir.

Which credit cards can I use?

Hangi kredi kartlarını kullanabilirim?

We killed time by playing cards.

Kart oynayarak zaman öldürdük.

We played cards to kill time.

Vakit geçirmek için kart oynadık.

All major credit cards are accepted.

Tüm kredi kartları kabul edilir.

It's time to show your cards.

Kartlarınızı gösterme zamanı.

Lucky at cards, unlucky in love.

Kumarda kazanan aşkta kaybeder.

My credit cards are maxed out.

Kredi kartlarımın limiti doldu.

I don't want to play cards.

İskambil oynamak istemiyorum.

Tom and Mary are playing cards.

Tom ve Mary kart oynuyorlar.

A blind man can't play cards.

Kör bir adam iskambil oynayamaz.

We often play cards on Sunday.

Pazar günü sık sık kart oynarız.

They invited me to play cards.

Onlar kart oynamam için beni davet ettiler.

Sorry, we don't accept credit cards.

- Üzgünüz, kredi kartı kabul edemiyoruz.
- Üzgünüm, kredi kartı kabul etmiyoruz.

I don't feel like playing cards.

- İskambil oynayasım yok.
- Canım iskambil oynamak istemiyor.

They spent their time playing cards.

Zamanlarını iskambil oynayarak geçirdiler.

Mary received many beautiful birthday cards.

Mary birçok güzel doğum günü kartları aldı.

Tom gave Mary his credit cards.

Tom, Mary'ye kredi kartlarını verdi.