Translation of "Building" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Building" in a sentence and their turkish translations:

Another building

Başka bir tane binasını ise

- What's that building?
- What is that building?

O bina ne?

This building is also a Platinum LEED building.

Bu da bir Platinum LEED binasıdır.

building an argument,

argüman topluyormuşum,

- They are building a house.
- They're building a house.

Onlar bir ev yapıyorlar.

- I am building a wall.
- I'm building a wall.

Bir duvar inşa ediyorum.

- We are building a bridge.
- We're building a bridge.

Biz bir köprü inşa ediyoruz.

building connection through dialogue --

diyalog yoluyla bağlantı kurarak -

Look at that building.

Şu binaya bakın.

What's Germany's highest building?

Almanya'nın en yüksek binası hangisidir?

Let's leave the building.

Binayı terk edelim.

This building is blue.

Bu bina mavi.

This building is ancient.

Bu bina eski.

I'm building a birdhouse.

Bir kuş yuvası yapıyorum.

This building is huge.

- Bu bina kocaman.
- Bu bina çok büyük.

I found the building.

Binayı buldum.

The building is blue.

Bina mavidir.

This building is new.

Bu bina yeni.

What's it they're building?

Onların inşa ettikleri nedir?

Tom designed this building.

Bu binayı Tom tasarladı.

Tom owns this building.

Tom bu binanın sahibi.

Tom left the building.

Tom binadan ayrıldı.

Who built this building?

Bu binayı kim inşa etti?

What's that tall building?

O uzun bina nedir?

The building caught fire.

Bina alev aldı.

Let's keep building airplanes.

Uçakları yapmaya devam edelim.

Building permits got delayed.

İnşaat izinleri gecikti.

Tom entered the building.

Tom binaya girdi.

Fadil sells building materials.

Fadil yapı malzemeleri satar.

Tom sells building materials.

Tom inşaat malzemeleri satıyor.

This building is old.

Bu bina eski.

I own this building.

- Bu bina bana ait.
- Bu binanın sahibiyim.

Layla torched the building.

Leyla binayı kundakladı.

The whole building shook.

Bütün bina sarsıldı.

Tom loves building things.

Tom bir şeyler yapmayı seviyor.

We're building wooden houses.

Ahşap bir ev inşa ediyoruz.

- Tom didn't enter the building.
- Tom didn't go inside the building.

Tom binaya girmedi.

- No one lives in this building.
- Nobody lives in this building.

Bu binada hiç kimse yaşamıyor.

- The building is a monstrous structure.
- The building is a huge structure.

Bina büyük bir yapıdır.

- This high-rise building has five lifts.
- This building has five elevators.

Bu binanın beş asansörü var.

- The building hasn't yet been evacuated.
- The building hasn't been evacuated yet.

Bina henüz boşaltılmadı.

When you're building the puzzle,

yapbozu oluştururken

The importance of building relationships,

ilişki kurmanın önemini

Linda came into the building.

Linda binaya geldi.

The new building is enormous.

Yeni bina çok büyüktür.

The building fell down suddenly.

Bina aniden çöktü.

The architect designed that building.

O binayı mimar tasarladı.

The building is under construction.

Bina yapım aşamasındadır.

The building was completely destroyed.

Bina tamamen yıkılmıştı.

He designed the new building.

O, yeni bir bina tasarladı.

The building has 20 floors.

Binanın 20 katı var.

The building burst into flames.

Apartman patladı.

I'll build a large building.

Ben büyük bir bina inşa edeceğim.

They have preserved the building.

Onlar binayı korudular.

A tall building stands there.

Orada yüksek bir bina duruyor.

Tom is building a wall.

Tom bir duvar inşa ediyor.

This old building was beautiful.

Bu eski bina güzeldi.

Look at that tall building.

Şu yüksek binaya bakın.

I want this building locked.

Bu binanın kilitlenmesini istiyorum.

Special forces surrounded the building.

Özel kuvvetler binayı kuşattı.

This building has seven floors.

Bu binanın yedi katı var.

This is an old building.

Bu eski bir bina.

Tom went into the building.

Tom binaya gitti.

This building belongs to us.

Bu bina bize ait.

This building has been condemned.

Bu bina yıkıldı.

I work in this building.

Ben bu binada çalışıyorum.

Tom entered the building unnoticed.

Tom fark edilmeden binaya girdi.

Tom has left the building.

Tom binayı terk etti.

A large building stands there.

Orada büyük bir bina duruyor.

Tom lived in this building.

Tom bu binada oturdu.

Tom lives in this building.

Tom bu binada yaşıyor.

This building is very narrow.

Bu bina çok dar.

Building materials are expensive now.

İnşaat malzemeleri şimdi pahalıdır.

An earthquake destroyed the building.

Bir deprem binayı yıktı.

The soldiers occupied the building.

Askerler binayı işgal etti.

Elvis has left the building.

Elvis binadan ayrıldı.

Don't go in that building.

- O binaya girme.
- O binaya gitme.

Look at that red building.

Şu kırmızı binaya bak.

This building has three floors.

Bu bina üç katlıdır.

They're building a new plaza.

Onlar yeni bir plaza yapıyorlar.

It's a very historic building.

Çok tarihi bir bina.

The whole building was deserted.

Bütün bina terk edilmişti.

Tom was in that building.

Tom o binadaydı.

Tom is in the building.

Tom binada.

Tom lives in my building.

Tom benim binada yaşıyor.

We live in this building.

Biz bu binada yaşıyoruz.

What is that huge building?

O büyük bina nedir?

The whole building has collapsed.

Bütün bina çöktü.

How old is this building?

- Bu bina ne kadar eskidir?
- Bu bina kaç yaşında?

How tall is this building?

Bu bina ne kadar yüksekliktedir?

It's a gray stone building.

Bu gri bir taş yapıdır.