Translation of "Avoiding" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Avoiding" in a sentence and their turkish translations:

You're avoiding me.

Benden sakınıyorsun.

We're avoiding Tom.

Tom'dan kaçınıyoruz.

Stop avoiding me.

Benden çekinmeyi bırak.

We're avoiding them.

Onlardan kaçınıyoruz.

We're avoiding him.

- Biz ondan kaçınıyoruz.
- Ondan kaçınıyoruz.

We're avoiding her.

Biz ondan sakınıyoruz.

I'm avoiding Tom.

Ben Tom'dan kaçınıyorum.

You've been avoiding me.

Benden kaçınıyorsun.

I wasn't avoiding you.

Senden kaçınmıyordum.

You're avoiding my question.

Sorumdan kaçınıyorsun.

Stop avoiding the question.

Sorudan kaçınmayı kes.

Tom is avoiding me.

- Tom benden sakınıyor.
- Tom benden uzak durmaya çalışıyor.
- Tom benimle muhatap olmak istemiyor.
- Tom kaçıyor benden.

Who are you avoiding?

Kimden sakınıyorsun?

You're avoiding the question.

Sorudan kaçınıyorsun.

I'm not avoiding you.

Sizden sakınmıyorum.

Are you avoiding me?

Benden sakınıyor musun?

She's been avoiding me.

O benden sakınıyor.

Tom is avoiding Mary.

Tom, Mary'den kaçınıyor.

Sami was avoiding Layla.

Sami, Leyla'dan kaçınıyordu.

You're avoiding me, aren't you?

Benden çekiniyorsun, değil mi?

Why is Tom avoiding me?

Tom neden benden kaçınıyor?

There was no avoiding Tom.

Tom'dan kaçınacak bir şey yoktu.

I haven't been avoiding you.

Senden kaçınmıyordum.

That's what I've been avoiding.

O kaçındığım şeydir.

Why are you avoiding me?

Niçin benden kaçıyorsun?

Have you been avoiding me?

Benden kaçınıyor musun?

Tom has been avoiding me.

Tom benden sakınıyor.

Tom has been avoiding Mary.

- Tom, Mary'den kaçınmaktadır.
- Tom, Mary'den uzak duruyor.

Tom is now avoiding me.

- Tom artık benimle muhatap olmaktan kaçınıyor.
- Tom artık beni görmezden geliyor.

- I know you've been avoiding me.
- I know that you've been avoiding me.

Benden sakındığını biliyorum.

Or avoiding pain, like being hungry.

veya aç olmanın acısından kaçınmak.

Why have you been avoiding me?

Neden benden kaçınıyorsun?

Tom is avoiding me, I think.

Tom benden kaçınıyor, sanırım.

I'm avoiding Tom from now on.

Şu andan itibaren Tom'dan kaçınıyorum.

Why do you keep avoiding me?

Benden kaçınmayı niçin sürdürüyorsun.

Tom is good at avoiding fights.

Tom kavgalardan kaçınmakta iyidir.

She seemed to be avoiding him.

O ondan sakınıyor gibi görünüyordu.

- I avoid Tom.
- I'm avoiding Tom.

Tom'dan sakınıyorum.

Tom is avoiding me, isn't he?

Tom benden sakınıyor, değil mi?

Tom is avoiding Mary, isn't he?

Tom Mary'den sakınıyor değil mi?

- Tom realized Mary was deliberately avoiding him.
- Tom realized that Mary was deliberately avoiding him.

Tom Mary'nin kendisinden kasten kaçındığını fark etti.

Or avoiding social interaction with those others.

ve bu gruplarla sosyal etkileşime girmekten kaçınma vardı.

You still seem to be avoiding Tom.

Hâlâ Tom'dan kaçınıyor gibi görünüyorsun.

Tom has been avoiding Mary all week.

Tom bütün hafta Mary'den kaçıyordu.

Tom has been avoiding Mary all day.

Tom bütün gün Mary'den kaçınmaktadır.

avoiding the environments of virus-bearing wild animals

virüs taşıyan yabani hayvanların ortamlarından uzak durmak

At Seville, though avoiding harsh measures where possible.

yönetti, ancak mümkün olduğunca sert önlemlerden kaçındı.

Tom has a good reason for avoiding Mary.

Tom'un Mary'den kaçınmak için iyi bir nedeni var.

But there's many elderly people who are avoiding care

Ancak bakımını ihmal eden pek çok yaşlı insan var,

I make a special point of avoiding that shop.

O dükkâna uğramamaya özellikle dikkat ediyorum.

Choice overload can paralyze people into avoiding decision-making.

- Çok fazla seçenek arasında kalmak insanları karar almaktan kaçınmaya itebilir.
- Çok fazla seçenek arasında kalmak insanın elini kolunu bağlayıp karar almaktan kaçınmasına yol açabilir.

And they had many different ways of avoiding their pain,

Acılarından kaçınmanın birçok farklı yolunu bulmuşlardı.

Melting of ice sheets while avoiding burning fossil fuels of

fosil yakıtın yakılmasını önlerken buz tabakalarının erime oranını azaltmaya

Avoiding a problem isn't going to help you solve it.

Bir sorundan kaçınmak, senin onu çözmene yardımcı olmayacaktır.

Tom has been avoiding me like the plague ever since he broke my glasses.

Tom gözlüğümü kırdığından beri benden veba gibi kaçınıyor.

Tom has been avoiding me like the plague ever since he borrowed my car.

Tom arabamı ödünç aldığından beri benden veba gibi kaçınıyor.

For some reason, people have been avoiding me like the plague ever since I got back from India.

Her nedense, Hindistan'dan döndüğümden beri insanlar benden bir veba gibi kaçıyorlar.

If you don't start treating people with a little more respect, people may start avoiding you like the plague.

Eğer insanlara biraz daha saygılı davranmaya başlamazsan, insanlar senden vebalı gibi kaçınmaya başlayabilir.