Translation of "Koop" in Turkish

0.041 sec.

Examples of using "Koop" in a sentence and their turkish translations:

- Ik koop tapes.
- Ik koop banden.
- Ik koop cassettes.

Bantları satın alırım.

Te koop.

Satılık.

Koop het!

Onu satın alın!

Ik koop bloemen.

Ben çiçekler alıyorum.

Koop wat speelgoed.

- Birkaç oyuncak satın al.
- Birkaç oyuncak satın alın.

Koop het niet!

Onu satın almayın.

Koop twee eierdozen.

İki karton yumurta satın al.

Ik koop brood.

Ekmek satın alıyorum.

Koop ze gewoon.

Sadece bunları satın alın.

Ik koop cassettes.

Bantları satın alırım.

- Groenland is niet te koop.
- Groenland staat niet te koop.

Grönland satılık değil.

Hoeveel bloemen koop je?

Kaç tane çiçek satın alıyorsun?

Is dat te koop?

O satılık mı?

Koop de volledige versie.

Tam sürümü satın alın.

Zijn deze te koop?

Bunlar satılık mı?

Is dit te koop?

Bu satılık mı?

Koop hem een biertje.

Ona bir bira al.

Alles was te koop.

Her şey satılıktı.

Ze waren te koop.

Onlar satılıktı.

Zijn hier bureaulampen te koop?

Burada masa lambaları satıyor musunuz?

Koop me geen cadeautjes meer.

Artık bana hediye satın alma.

Ooit koop ik een suikerspinmachine.

Bir gün bir pamuk şekeri makinesi satın alacağım.

Ik koop een nieuwe auto.

Yeni bir araba alıyorum.

Koop laag en verkoop hoog.

Düşük fiyattan satın al Yüksek fiyattan sat.

Ik koop alleen gele auto's.

Ben sadece sarı araba satın alırım.

Koop me alsjeblieft dit boek.

Lütfen bana bu kitabı al.

Koop alsjeblieft een tube tandpasta.

Lütfen bir tüp diş macunu al.

Ik koop niet vaak brood.

Sık sık ekmek almam.

Ik ben niet te koop.

Sen beni satın alamazsın.

Koop vier grote aardappelen voor me.

Benim için dört tane büyük patates satın al.

Er was nergens voedsel te koop.

Yiyecek almak için hiçbir yer yoktu.

Wat koop je voor Toms verjaardag?

Tom'a doğum günü için ne alıyorsunuz?

Koop de jurk die je wilt.

Hoşlandığınız herhangi bir elbiseyi alın.

Deze waren zijn niet te koop.

Bu eşyalar satılık değildir.

Dit huis is niet te koop.

Bu ev satılık değil.

Deze hond is niet te koop.

Bu köpek satılık değildir.

Ik koop briefpapier, postzegels en papieren zakdoekjes.

- Ben mektup kağıdı, birkaç pul ve birkaç kağıt mendil alıyorum.
- Ben mektup kâğıdı, pul ve kâğıt mendil satın alıyorum.

- Koop je het?
- Ga je het kopen?

Bunu alacak mısın?

Niet alles is voor geld te koop.

Her şey parayla satın alınamaz.

Waarom koop je geen viool voor Tom?

Neden Tom için bir keman almıyorsun?

Koop me die nieuwe cd van Shakira alstublieft.

Lütfen bana yeni Shakira CD'sini satın al.

- Waar koop je buskaartjes?
- Waar koopt men buskaartjes?

Otobüs biletlerini nereden satın alıyorsun?

Is er brood te koop in deze winkel?

Onlar o dükkanda ekmek satıyorlar mı?

Hij loopt nooit te koop met zijn leren.

O öğrendikleriyle ilgili asla bir gösteri yapmaz.

- Ik koop een nieuwe.
- Ik zal een nieuwe kopen.

Ben yeni bir tane alacağım.

Ik koop altijd verse groenten in plaats van diepvriesgroenten.

Ben her zaman dondurulmuş olanların yerine taze sebzeler alırım.

Het spreekt voor zich dat geluk niet te koop is.

Mutluluğu satın alamayacağını söylemeye gerek yok.

- Waarom koop je het niet?
- Waarom kopen jullie het niet?

Neden onu almıyorsun?

Ik denk dat het tijd wordt dat ik een huis koop.

Sanırım yeni bir ev almamın zamanıdır.

- Waar koop je groenten?
- Waar kopen jullie groenten?
- Waar koopt u groenten?

- Nereden sebze alıyorsunuz?
- Sebzeyi nereden alıyorsun?

- Hoe koop je zilver?
- Hoe koopt u zilver?
- Hoe kopen jullie zilver?

Gümüşü nasıl alırsın?

- Hoe vaak koop jij een tandenborstel?
- Hoe vaak koopt u een tandenborstel?

Ne sıklıkla bir diş fırçası satın alıyorsun?

Voor Dan heb ik een stropdas gekocht, voor Elena koop ik een sjaal.

Dan için bir kravat aldım, Elena için bir şal alacağım.