Translation of "Jane" in Turkish

- Misschien komt Jane.
- Misschien zal Jane komen.

Belki Jane gelecektir.

- Jane is een vroege vogel.
- Jane is matineus.

Jane erken yatıp erken kalkar.

- Jane was niet blij.
- Jane was niet gelukkig.

Jane mutlu değildi.

Zal Jane zingen?

Jane şarkı söyleyecek mi?

Jane was ontsteld.

Jane sıkıntılıydı.

- Jane heeft grote problemen.
- Jane zit ernstig in de problemen.

- Jane'in başı ciddi belada.
- Jane'in ciddi bir sorunu var.

- Jane vulde een sollicitatieformulier in.
- Jane vulde een aanvraagformulier in.

Jane başvuru formunu doldurdu.

Peter houdt van Jane.

Peter Jane'i seviyor.

Jane komt uit Australië.

- Jane, Avustralyalı.
- Jane, Avustralya'dan geliyor.

Jane zal waarschijnlijk komen.

Jane muhtemelen gelecektir.

- Jane maakt haar huiswerk.
- Jane is haar huiswerk aan het maken.

Jane ödevini yapıyor.

Jane ligt ziek in bed.

Jane yatakta hasta.

Jane is geïnteresseerd in bloemschikken.

Jane çiçek aranjmanı ile ilgileniyor.

Jane heeft haar opdracht gemaakt.

Jane onun ödevini yapıyor.

Jane ziet er gelukkig uit.

Jane mutlu görünüyor.

Jane speelde geen tennis, nietwaar?

Jane tenis oynamadı, değil mi?

Jane is aantrekkelijker dan Susan.

Jane Susan'dan daha çekici.

Ze noemde hun baby Jane.

- Onlar bebeğe Jane adını verdiler.
- Onlar bebeklerine Jane adını verdiler.

Tekst en commentaar door Jane Goodall

Metin ve anlatım: Jane Goodall

Steve ontving een brief van Jane.

Steve Jane'den bir mektup aldı.

We hebben vriendschap gesloten met Jane.

Biz Jane ile arkadaşlık kurduk.

Jane heeft de brief zelf geschreven.

Jane mektubu kendisi yazdı.

Jane bestudeerde zichzelf in de spiegel.

Jane aynada kendini inceledi.

Jane heeft "Sneeuwland" al eens gelezen.

Jane daha önce Kar Ülkesi'ni okudu.

Jane en ik spelen goed piano.

Jane ve ben çok iyi piyano çalarız.

Waarom ging Jane naar het station?

Jane istasyona neden gitti?

Jane kan zoiets niet gezegd hebben.

Jane böyle bir şey söylemiş olamaz.

Jane heeft schijnbaar een nieuwe vriend.

Jane'in yeni bir erkek arkadaşı var gibi görünüyor.

Jane was gekleed als een man.

Jane, bir erkek gibi giymişti.

Ze geloven dat Jane eerlijk is.

Onlar Jane'in dürüst olduğuna inanıyorlar.

Het meisje met blauwe ogen is Jane.

- Mavi gözlü kız, Jane'dir.
- Mavi gözleri olan kız Jane'dir.

Jane droeg hetzelfde lint als haar moeder.

Jane annesinin taktığı gibi aynı kurdeleyi taktı.

Ten slotte heeft Jane het niet gekocht.

Sonuçta, Jane onu satın almadı.

Jane is met iemand aan het praten.

Jane biriyle konuşuyor.

Nancy en Jane waren beiden afwezig van school.

Hem Nancy hem de Jane okulda yoktu.

Jane droeg een gele band in het haar.

Jane'in saçında sarı bir kurdela vardı.

Mijn haar is langer dan dat van Jane.

- Saçlarım Jane'inkinden daha uzun.
- Saçım Jane'inkinden daha uzun.

Ik heb Jane toevallig in de supermarkt ontmoet.

Şans eseri mağazada Jane ile karşılaştım.

Jane heeft het dan toch maar niet gekocht.

Jane onu satın almaktan vazgeçti.

Hoelang blijft je vriendin Jane nog in Milaan?

Arkadaşın Jane, Milano'da ne kadar süre kalacak?

Jane heeft een Japanse vriend die goed Engels spreekt.

Jane, İngilizceyi iyi konuşan Japon bir arkadaşa sahiptir.

Jane heeft me dit boek van haar vorige week geleend.

Jane geçen hafta bu kitabını bana ödünç verdi.

Ik heb Jane verteld hoe ze naar onze school kon komen.

Jane'e okulumuza nasıl geleceğini anlattım.

Hoewel Jane geen goede hardloopster is, kan ze heel snel zwemmen.

Jane iyi bir koşucu olmasa da, o çok hızlı yüzebilir.

Jane deed haar uiterste best om aardig tegen het nieuwe meisje te zijn.

Jane yeni kıza hoş görünmek için tarzının dışına çıktı.

Tom en Jane hadden ruzie, maar de volgende morgen was het al bijgelegd.

Tom ve Jane tartıştılar fakat ertesi sabah barıştılar.

Ontwikkeld in samenwerking met het Jane Goodall Institute Ga voor meer informatie naar JaneGoodall.org

Jane Goodall Institute'un iş birliğiyle oluşturulmuştur JaneGoodall.org sitesinden daha fazla bilgi edinebilirsiniz

De ouders van Jane waren blij met haar aanstelling als lerares op de school.

Jane'nin ebeveynleri onun okulda bir öğretmen olarak tayin edilmesinden memnundu.

Audio voorgelezen door Jane Goodall uit 'Reason for Hope: A Spiritual Journey' door Jane Goodall met Phillip Berman Copyright © 1999 door Soko Publications Ltd. en Phillip Berman. Gebruikt met toestemming van Hachette Audio. Alle rechten wereldwijd voorbehouden.

Jane Goodall tarafından, Jane Goodall ve Phillip Berman'ın hazırladığı Reason for Hope: A Spiritual Journey (Sönmeyen Umut: Spiritüel Bir Yolculuk) adlı kitaptan sesli olarak okunmuştur Telif Hakkı © 1999 Soko Publications Ltd. ve Phillip Berman. Hachette Audio'nun izniyle kullanılmıştır. Tüm hakları dünya çapında saklıdır.

Jane is dik en onbeschoft en rookt te veel. Maar Ken vindt haar schattig en charmant. Daarom wordt er gezegd dat liefde blind is.

Jane şişman ve kaba ve çok sigara içiyor. Fakat, Ken onun güzel ve çekici olduğunu düşünüyor. Aşkın gözü kördür demelerinin nedeni bu.