Translation of "Cultuur" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Cultuur" in a sentence and their turkish translations:

Tatoeba is cultuur.

Tatoeba kültürdür.

Landen verschillen in cultuur.

Ülkeler kültür olarak farklıdır.

Ze spraken over cultuur.

Onlar kültür hakkında konuştular.

Cultuur maakt talen kapot.

Kültür dilleri tahrip eder.

Onze cultuur wordt bedreigd.

Kültürümüz tehdit ediliyor.

Met een rijke participatieve cultuur.

zengin bir katılım kültürüyle.

Cultuur speelt een enorme rol.

Kültürün rolü çok büyük.

Hij waardeert de Japanse cultuur.

O, Japon kültürünün takdir eder.

We verschillen van karakter, van cultuur,

Kişilik, kültür hatta anlık duygu durumuna göre

Hij houdt van de westerse cultuur.

O batı kültüründen hoşlanır.

Ik leerde over de Griekse cultuur.

Ben Yunan kültürünü öğrendim.

Hernán Cortés vernietigde de Azteekse cultuur.

Hernán Cortés Aztek kültürünü yok etti.

- Taal en cultuur kan men niet scheiden.
- Men kan taal en cultuur niet van elkaar scheiden.

- Dili kültürden ayıramazsınız.
- Dil kültürden ayrılmaz.

De studenten praten over taal en cultuur.

Öğrenciler dil ve kültürden bahsediyorlar.

Dat is die Indiase cultuur van je;

Bu senin Hindu kültürün;

Hij is bekend met de Japanse cultuur.

Japon kültürüne aşinadır.

Cultuur is niet de schilderijen die je ophangt...

Kültür, sadece duvara asılmış resimler

We moeten onze cultuur overdragen aan de volgende generatie.

Biz gelecek nesillere kültürümüzü aktarmak zorundayız.

We hebben de Griekse cultuur vanuit verschillende aspecten bestudeerd.

Çeşitli yönleriyle Yunan kültürünü inceledik.

Men kan taal en cultuur niet van elkaar scheiden.

- Dili kültürden ayıramazsınız.
- Dil kültürden ayrılmaz.

Ik ben een groot bewonderaar van de Amerikaanse cultuur.

Ben Amerikan kültürünün büyük bir hayranıyım.

Marika ontdekte met mij een nieuwe wereld, een nieuwe cultuur.

Marika, benimle yeni bir dünya, yeni bir kültür keşfetti.

In onze cultuur kunnen we niet met twee vrouwen tegelijk getrouwd zijn.

Bizim kültürümüzde, aynı anda iki kadınla evli olamayız.

Cultuur is net zoals een parachute: als je dat niet hebt, stort je neer.

Kültür bir paraşüt gibidir: Eğer sende yoksa yere çakılırsın.

Het is de enige manier om deze cultuur van nepnieuws een halt toe te roepen.

Bu yalan haber kültürünü durdurmanın tek yolu.

Cultuur is de waarden waar we mee leven. Dat maakt deel uit van de opbouw van een betere maatschappij.

Kültür, günlük hayatta bizi harekete geçiren değerlerle ilgilidir. Daha iyi bir toplum inşa etmenin gereklerinden biri bu.