Translation of "Speelt" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Speelt" in a sentence and their turkish translations:

- Hij speelt daar.
- Daar speelt hij.

O orada oynuyor.

Tony speelt.

Tony oynuyor.

- Hij speelt zeer goed.
- Hij speelt erg goed.

O çok iyi oynuyor.

Maria speelt piano.

Mary piyano çalar.

Ze speelt gitaar.

O gitar çalar.

Speelt hij piano?

O, piyano çalar mı?

Miho speelt piano.

Miho piyano çalar.

Zij speelt piano.

O piyano çalar.

Hij speelt voetbal.

- O futbol oynar.
- Futbol oynar.

Ze speelt Bach.

O, Bach çalar.

Kenji speelt tennis.

Kenji tenis oynar.

Tom speelt Pacman.

Tom, Pacman oynuyor.

Ze speelt Monopoly.

O monopoly oynuyor.

Tom speelt vals.

Tom kopya çekiyor.

Hij speelt piano.

O, piyano çalıyor.

Tom speelt buiten.

Tom dışarıda oynuyor.

Tom speelt xylofoon.

Tom ksilofon çalar.

Hij speelt doedelzak.

O gayda çalıyor.

Tom speelt trombone.

Tom trombon çalıyor.

Tom speelt gitaar.

Tom gitar çalar.

Hij speelt muziek.

O müzik çalıyor.

Speelt zij piano?

O, piyano çalar mı?

Iemand speelt piano.

Biri piyano çalıyor.

Tom speelt piano.

Tom piyano çalar.

Je speelt vals.

Sen aldatıyorsun.

Hij speelt buiten.

O dışarıda oynuyor.

Tom speelt saxofoon.

Tom saksafon çalar.

- Ze speelt iedere dag tennis.
- Iedere dag speelt ze tennis.

O her gün tenis oynar.

- Ze speelt heel goed tennis.
- Zij speelt heel goed tennis.

O çok iyi tenis oynar.

Mike speelt graag basketbal.

Mike basketbol oynamayı seviyor.

Overigens, speelt gij viool?

Bu arada, keman çalar mısın?

"Speelt zij tennis?" "Ja."

"Diye tenis oynar mı?" "Evet oynar."

Hij speelt goed gitaar.

O iyi gitar çalar.

Tom speelt nooit vals.

Tom asla aldatmaz.

Ken speelt altijd voetbal.

Ken her zaman futbol oynar.

Dat speelt geen rol.

Önemli değil.

Je speelt piano, nietwaar?

Piyano çalıyorsun, değil mi?

Akira speelt goed tennis.

- Akira iyi tenis oynar.
- Akira güzel tenis oynar.

Hij speelt vaak gitaar.

O, sık sık gitar çalar.

Nancy speelt geen tennis.

Nancy tenis oynamaz.

Wie speelt er piano?

Kim piyano çalıyor?

Wie speelt er gitaar?

Gitarı kim çalıyor?

Wie speelt er golf?

Kim golf oynar?

Ze speelt de gitaar.

O gitar çalar.

Hij speelt geen honkbal.

O, beyzbol oynamaz.

Mary speelt de harp.

Mary arp çalıyor.

Cultuur speelt een enorme rol.

Kültürün rolü çok büyük.

Mijn zusje speelt met poppen.

- Kız kardeşim oyuncak bebeklerle oynuyor.
- Kız kardeşim oyuncak bebeklerle oynar.

Helen speelt in de tuin.

Helen bahçede oynuyor.

Tom speelt nu de viool.

Tom şimdi keman çalıyor.

Hij speelt elke zondag golf.

O, her Pazar golf oynar.

Zijn vader speelt geen golf.

Onun babası golf oynamaz.

Tom speelt op z'n GameCube.

Tom, GameCube'üyle oynuyor.

Ze speelt elke dag piano.

O, her gün piyano çalar.

Hij speelt een gevaarlijk spel.

O tehlikeli bir oyun oynuyor.

- Tom hockeyt.
- Tom speelt hockey.

Tom hokey oynuyor.

Tom speelt met Maria's kat.

Tom Mary'nin kedisiyle oynuyor.

Tom speelt graag het slachtoffer.

Tom kurbanı oynamayı sever.

Hij speelt erg goed piano.

O çok iyi piyano çalar.

Hij speelt zeer goed tennis.

O çok iyi tenis oynar.

Ann speelt heel goed tennis.

Ann çok iyi tenis oynar.

Eric speelt in onze voetbalploeg.

Eric bizim futbol takımında.

- Mary speelt voetbal.
- Mary voetbalt.

Mary futbol oynuyor.

Tom speelt heel goed piano.

Tom çok iyi piyano çalar.

Ze speelt piano en gitaar.

Piyano ve gitar çalar.

Ellen speelt ook graag tennis.

Ellen'da tenis oynamayı seviyor.

Ze speelt elke zondag tennis.

O, her Pazar tenis oynar.

Onze nieuwe buurman speelt viool.

Bizim yeni komşumuz keman çalıyor.

Speelt ge tennis na de school?

Okuldan sonra tenis oynayacak mısın?

Hij speelt beter piano dan ik.

Piyanoda benden daha iyidir.

Weet je hoe men Mahjong speelt?

- Mahjong oynamayı biliyor musun?
- Mahjong nasıl oynanır biliyor musun?

Mijn zus speelt met een pop.

Kız kardeşim oyuncak bir bebekle oynuyor.

Mijn oudere zus speelt goed gitaar.

Ablam gitarı iyi çalar.