Translation of "Beperken" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Beperken" in a sentence and their turkish translations:

Om de kans van overdracht te beperken...

iletişim fırsatlarını sınırlamak için,

We moeten de kosten tot een minimum beperken.

Maliyeti asgariye indirmeliyiz.

We moeten onze uitgaven beperken om geld te sparen.

Para biriktirmek için masrafları kısmalıyız.

We moeten ons contact met anderen tot minimum beperken.

Başkalarıyla iletişimimizi en aza indirmeliyiz.

Wilden de opwarming van de Aarde beperken tot 2 °C.

küresel ısınmayı 2 santigrat derece ile sınırlandırmayı hedefliyordu,

Mijn advies zou zijn om je 1-op-1 interacties te beperken.

Yüz yüze etkileşimlerinizi sınırlayın diyebilirim.

Nu bekijken officials wat ze kunnen doen om de afstand te beperken.

Şimdi, yetkililer mesafeyi sınırlamak için neler yapabileceklerini düşünüyor.

We proberen deze barrières te slopen die de voordelen van de ruimte beperken.

Uzayın faydalarını sınırlayan engelleri ortadan kaldırmak için çalışıyoruz.

Ze raadde hem aan zijn tabaksgebruik te beperken, maar hij dacht dat hij dat niet zou kunnen.

O ona sigara içmeyi azaltmasını tavsiye etti fakat o yapabileceğini düşünmüyordu.