Translation of "Belt" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Belt" in a sentence and their turkish translations:

- Belt Tom jou ooit?
- Belt Tom je ooit?

Tom hiç seni arar mı?

Er belt iemand.

- Birisi arıyor.
- Birisi çağırıyor.

Sami belt de politie.

Sami polisleri arıyor.

Tom belt Mary misschien vanavond.

Tom bu gece Mary'yi arayabilir.

Tom belt me ​​nooit meer.

Tom artık beni asla aramaz.

Tom belt Maria bijna nooit.

Tom neredeyse Mary'yi hiç aramaz.

- Julia belt Emilia.
- Julia roept Emilia.

- Julia, Emilia'yı çağırır.
- Julia, Emilia'yı arar.

Ze belt me nu en dan op.

Arada bir ondan bir çağrı alırım.

Tom zei dat hij je later belt.

Tom seni daha sonra arayacağını söyledi.

Ik ben zo blij dat je belt.

Aradığına o kadar çok sevindim ki.

- Haar moeder roept je.
- Haar moeder belt je.

- Annesi seni arıyor.
- Annesi seni çağırıyor.

Van tijd tot tijd belt hij me nog.

O hâlâ zaman zaman beni arar.

Als ik me ziekmeld, belt het bedrijf de volgende...

Eğer herhangi bir nedenle hastalık izni almak zorunda kalırsam, şirket listeden başka

Het zou mooi zijn als u ons zaterdag belt.

Cumartesi bize aramanız daha iyi olur.

Als je niet belt dan zul je het merken.

Telefon etme de görürsün.

Hij belt haar alleen op wanneer hij hevig staat.

O sadece azdığında onu arar.

- Wie leest er?
- Wie belt er?
- Wie is er aan het bellen?

- Kim arıyor?
- Arayan kim?

Als Jason me toevallig belt, vertel hem dan dat ik er niet ben.

Şayet Jason beni ararsa, ona burada olmadığımı söyle.

Belt u me alstublieft op wanneer u besloten heeft wat u gaat doen.

Ne yapmak istediğine karar verdiğinde lütfen beni ara.

- Bel alstublieft een ambulance.
- Bel alstublieft een ziekenwagen.
- Belt u alstublieft een ziekenwagen.

- Ambulans çağırın lütfen.
- Bir ambulans çağır lütfen.

- Hij zal komen als ge hem roept.
- Hij komt als je hem belt.

Onu ararsan, gelir.

Tom belt Mary iedere avond op en spreekt minstens vijfenveertig minuten met haar.

Tom her gece Mary'yi arar ve onunla en az 45 dakika konuşur.