Examples of using "يقع" in a sentence and their turkish translations:
kulaklarınızın arasında yatıyor.
Demek ki bizim üzerimize düşen
Everest Dağı'nda.
Bebekler çoğunlukla düşerler.
Peki batı ne tarafta?
Bu köprü New York'tadır.
Sağ tarafı New York'ta iken, Tom'un evinin sol tarafı Connecticut'tadır.
her bir saatte dört çocuk tecavüze uğruyor ve taciz ediliyor.
New Caledonia'nın Nouméa bölgesinde yer alıyor.
bu onların değil, bizim suçumuz.
Açıkçası, o suçlanacak.
Restoranımız Güney Otogarı'na yakın.
Evim otobüs durağına yakın.
Bu yüzden tek sorumlu gelişmekte olan beyin değil.
ve genellikle bizi olumlu düşünmeye odaklayan
ölüm girdabı adı verilen bir duruma yakalanıyor bazen
bildirim ekranınıza videomuz düşer
Sami, Bekir Caddesi'ndeki bir evde yaşıyordu.
Bu otel, toplu taşımaya uygun bir yerde bulunuyor.
Ayrıntılara girmeden önce Al-Faw limanı, Irak'ın Basra vilayetinde, Basra
Bu arada Suriye ve Irak'ta törer eylemlerinde bulunan DAEŞ'in yenilgiye uğratırlması...
Daha fazla insanın yaptıkları şeylerden daha ziyade söyledikleri şeylerden başı belaya girer.