Translation of "يقع" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "يقع" in a sentence and their turkish translations:

يقع بين أذنيكم.

kulaklarınızın arasında yatıyor.

لذلك يقع علينا

Demek ki bizim üzerimize düşen

يقع على جبل ايفرست.

Everest Dağı'nda.

عادة ما يقع الأطفال.

Bebekler çoğunlukla düşerler.

‫إذن بأي جهة يقع الغرب؟‬

Peki batı ne tarafta?

يقع هذا الجسر في نيويورك.

Bu köprü New York'tadır.

الجانب الأيسر من منزل توم يقع في كونيتيكت، بينما الأيمن يقع في نيويورك.

Sağ tarafı New York'ta iken, Tom'un evinin sol tarafı Connecticut'tadır.

4 أطفال يقع اغتصابهم كل ساعة.

her bir saatte dört çocuk tecavüze uğruyor ve taciz ediliyor.

يقع في نوميا عاصمة كاليدونيا الجديدة.

New Caledonia'nın Nouméa bölgesinde yer alıyor.

الخطأ هنا يقع علينا، وليس عليهم،

bu onların değil, bizim suçumuz.

الواضح، هو من يقع عليه اللوم.

Açıkçası, o suçlanacak.

يقع مطعمنا بالقرب من محطة الحافلات الجنوبية.

Restoranımız Güney Otogarı'na yakın.

يقع بيتي بالقرب من نقطة انتظار الحافلة.

Evim otobüs durağına yakın.

إذن، لا يقع اللوم على نضوج العقل وحده.

Bu yüzden tek sorumlu gelişmekte olan beyin değil.

هذا الجزء الأمامي من مخنا الذي يقع فوق عيوننا

ve genellikle bizi olumlu düşünmeye odaklayan

في بعض الأحيان يقع في حالة تسمى دوامة الموت

ölüm girdabı adı verilen bir duruma yakalanıyor bazen

يقع الفيديو الخاص بنا على شاشة الإعلام الخاصة بك

bildirim ekranınıza videomuz düşer

كان سامي يقطن في منزل يقع في شارع باكر.

Sami, Bekir Caddesi'ndeki bir evde yaşıyordu.

يقع هذا الفندق في مكان مناسب فيما يخص النقل العمومي.

Bu otel, toplu taşımaya uygun bir yerde bulunuyor.

في التفاصيل يقع ميناء الفاو في منطقة رأس البيشة بمحافظة البصرة

Ayrıntılara girmeden önce Al-Faw limanı, Irak'ın Basra vilayetinde, Basra

في الاثناء التي يقع فيها العراق و سوريا تحت تهديد مجموعات ارهابية

Bu arada Suriye ve Irak'ta törer eylemlerinde bulunan DAEŞ'in yenilgiye uğratırlması...

يقع ناس أكثر في المشاكل بسبب الأشياء بسبب ما يقولونه بدلا ما يفعلونه.

Daha fazla insanın yaptıkları şeylerden daha ziyade söyledikleri şeylerden başı belaya girer.