Examples of using "متوقع" in a sentence and their turkish translations:
Hiç beklenmedik bir durum.
Tehlike her yönden gelebilir.
İşte bu İslamiyet'te beklenen birşeydir
2016'da bir davetsiz misafir daha var.
- O, oldukça beklenmeyen bir durumdur.
- Bu pek beklenmeyen bir durumdur.
Günümüzde mahremiyet ve önemi hakkında
Ve tahmin edersiniz ki, bunu bu kadar çok yaparsanız
Bazen vahşi doğada işler beklenmedik şekilde sonuçlanabilir.
Hiç beklemediğim bir şeydi, bu yüzden çok şaşırmıştım.
Fakat, hikayem burada yine beklenmedik bir şekil aldı.
Ilık bahar aylarının gelişiyle Kartacalı general beklenmeyeni yapıyor.