Examples of using "ويوجد" in a sentence and their turkish translations:
Bu kadarla sınır değil.
Möbius şeridiyle ilgili çok daha fazlası var,
Ortada, ormandaki bir manastır var.
Bunun gerçekleştiği bir yer hâlihazırda var.
Günümüzde mahremiyet ve önemi hakkında
Gördüğünüz gibi orada bir meydan var.
tabii bir de tüm dünyadan insanlar var.
Kısacası, her hikâyede kahramanlar ve kötüler vardır.