Examples of using "كارثة" in a sentence and their turkish translations:
Ama bu bir felaket.
bizi felakete sürükleyecek
Norveçliler için bir felaketti ama İngilizler için de bir felaketti,
büyük bir felaketten korktular.
Şiddetli bir krizle karşı karşıyayız.
İklim felaketinden otoriteryen rejime kadar
Toplantı facia gibi geçti.
Stamford Bridge Muharebesi elbette bir felaketti.
Ama sonra, bir saat geçmeden facia yaşandı.
Bir doğal afet veya salgın hastalık bütün popülasyonu büyük bir hızla ortadan kaldırabilir.
Savaş Rusya için savaş Narva Yenigisi ile kötü başladı.