Examples of using "وضعها" in a sentence and their turkish translations:
belki bir araya koymaya.
Onu herhangi bir yere koyabilirsin.
İslamiyete göre Allah'ın koyduğu kurallara göre
hani bir Youtube kanalı açsak videoları çekip koysak
Tom çikolataya bir çilek daldırdı ve sonra onu ağzına koydu.