Translation of "دفع" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "دفع" in a sentence and their turkish translations:

دفع ذكرياتك الآن

şimdi hafızalarınızı zorlayın

على دفع إيجار وفاتورتي،

artık olmadığı için yüksek lisans mezunu biri olarak,

دفع توم ثمن التذاكر.

Tom biletleri ödedi.

علينا دفع ثمن باهظ جداً.

ağır bir bedeli var.

يمكنها دفع رسوم تعليم ابنتيها،

Lisa iki kızının da okul ve forma masraflarını

مازال يجب دفع الفاتورة اليوم.

Faturanın bugün hâlâ ödenmesi gerekiyor.

ومع دفع مبلغ كاف ليهتم الطلاب.

tatmin edici bir ödemeyle onları çaba sarf etmeye teşvik ediyoruz.

هم عاجزون عن دفع ثمن حريتهم.

Özgürlüklerinin bedelini ödeyemiyorlar.

هم هناك لعجزهم عن دفع الكفالة.

kefalet ödeyemedikleri için oradalar.

يتم دفع الأجزاء المتبقية في الفضاء

uzay boşluğundaki geri kalan parçalar ise itildi

دفع توم ماري من على الدرج.

Tom, Mary'yi merdivenlerden aşağı itti.

دفع عشرة دولارات فقط لذلك القميص.

Şu gömlek için sadece on dolar ödedi.

توم هو الذي دفع ثمن التذاكر.

Biletleri ödeyen kişi Tom'dur.

أي دفع العملية العلاجية إلى مستوى الدوائر.

Yani, devre seviyesinde maruz bırakma terapisi.

بدأ الفيلق في دفع القرطاجيين إلى الخلف

Lejyonerler, Kartaca kuvvetlerini geri ittirmeye başlıyorlar.

سوف تحتاج فقط إلى دفع بضعة سنتيمترات

sadece birkaç santimetre itilmesi gerekir.

لا مزيد من دفع البقشيش في ستاربكس

Daha fazla Starbucks'ta bahşiş vermek yok.

كان سامي يملك سيّارة ذات دفع رباعي.

- Sami'nin bir SUV'u vardı.
- Sami bir SUV'a sahipti.

بعد ساعة أخرى من القتال، تباطأ دفع المغول

Bir saat sonra Moğolların itişi yavaşladı.

فالهدف هو دفع نفسك لتصبح أقرب لهذه الجهة.

kendinizi mümkün olduğunca bu tarafa yakın tutmaya çalışmalısınız.

رفض دفع الجزية السنوية وتعهد بالعصيان و عدم الخضوع

vergi anlaşmasını reddedip, haraç ödemeyi keser ve özerklik ilan eder

يمكنه دفع الخبز المحمص من على الطاولة وسيرى بنفسه.

Ekmeği atıp kendi deneyebilir.

في بعض الأماكن دفع 60 ميلا، واتخاذ 200000 السجناء.

Bazı yerlerde 60 km ilerledikçe, 200.000 esir.

من خلال التحميل الزائد على الجناح، دفع المغول الخط الإسلامي

Kanada fazla yükleme yapan Moğollar;Müslüman hattını geriye doğru itiyorlardı.

‫يجبره ستار السحب على دفع رؤيته الليلية‬ ‫إلى أقصى حدودها.‬

Bulutların gelmesiyle gece görüşü sınırlanıyor.

‫وتحت قيادة أكبر أنثى،‬ ‫يواصل القطيع دفع الصغار إلى السير.‬

En büyük dişinin önderliğindeki sürü ufaklıkları yürümeye zorluyor.

الحكومة حيث تأخرت الحكومة عن دفع مستحقات الشركة التي قدرت

hükümetten mali destek olmaması. Hükümet , o zamanlar kırk altı milyon dolar

الدول في انتشار الطلاق وهو ما دفع بفكرة الزواج التجربة

en yüksek ülkelerden biri yapar, bu da evlilik deneyi fikrini

فجأة، تذكرت أنني لا أستطيع دفع ثمن الكثير من الكتب.

Birdenbire, pek çok kitap için para ödeyemediğimi hatırladım.

وإذا تم فتح الحالة ، فسيتعين عليك دفع 50 ألف ليرة تركية "

ve dava açılırsa 50 bin TL tazminat ödemek zorunda kalırsınız'

بالمرأة ثم يتركها وهو ما دفع الازهر للتعليق على الامر واطلاق

belirli bir dönem yaşadığı ve sonra onu terk ettiği, El-Ezher'i harekete geçirdi.

لاحقًا دفع سلاح الفرسان إلى الأمام للمساعدة في أخذ 7000 أسير روسي.

daha sonra, 7.000 Rus esirinin alınmasına yardım etmek için süvarilerle birlikte ilerlemeye başladı.

في عام 1029 ، دفع الدنماركيون ، بدعم من الجارل المحليين ، أولاف إلى المنفى.

1029'da, yerel sazlarla desteklenen Danimarkalılar, Olaf'ı sürgüne sürdü.

القوات فعالة ، يجب أن يتم دفع رواتبهم وملابسهم وإطعامهم بشكل صحيح - وهو أمر

etkili olabilmeleri için, onlara düzgün bir şekilde ödeme yapılmalı, giydirilmeli ve beslenmelidir - Fransız Cumhuriyeti'nin

يتم تثبيت المراكز الجمركية على الحدود ، مما يجبر التجار الأجانب على دفع الضرائب عند السفر

-

السائل في دقيقتين ونصف فقط ، مما أدى إلى دفع إجمالي قدره سبعة ملايين ونصف المليون

oksijeni yakarak yedi buçuk milyon poundluk bir kombine itme gücü

عند إدراكه أن الخط العثماني يمكن أن ينكسر في أي لحظة، دفع ستيفان جواده إلى الأمام،

Yorgun Osmanlı ordusunun her an yok edilebileceğini anlayan Stefan, atına binerek