Translation of "الوجه" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "الوجه" in a sentence and their turkish translations:

‫الوجه.‬

Yüz.

ورأت الوجه الأخرق العملاق

Sonra bu koca şapşal suratı görmüş

أو ذو الوجه الأحمر.

kırmızı veya kırmızı

يبدو توم شاحب الوجه.

Tom solgun görünüyor.

لقد صفعته في الوجه.

Onun yüzüne bir tokat attı.

‫ستجتاح هذا الوجه.‬ ‫أتسمع هذا؟‬

Bu kenar boyunca akar. Bunu duydunuz mu?

دخل الوجه القذر لكرة القدم

ona da girdi futbolun kirli yüzünü

- تبدو شاحب الوجه.
- تبدو شاحباً للغاية.

Çok solgun görünüyorsun.

لن تصفعني إميلي أبدا في الوجه.

Emily asla yüzüme tokat atmaz.

بناءً على خلل في نظام التعرّف على الوجه.

ve yüz tanıma sistemindeki bir hata yüzünden banka soygunu ile suçlandı.

ثم تتساءل. كيف يعرف هذا الوجه ما أعرفه

sonra merak ediyorsunuz. Ulan bu face benim tanıdıklarımı nereden biliyor yahu

"أقنعة الوجه تقوم على نحو جيد بمنعك من ملامسة وجهك"

"Maskeler sizi yüzünüze dokunmaktan alıkoyma konusunda gerçekten iyi iş başarıyorlar."

وبشكل مشابه، فإن تقنية المراقبة عن طريق الوجه تُمكّن سُلطة مركزية

Benzer şekilde, yüz gözetimi, merkezî bir otoriteye --

حاول أن تدفعه بطريقة تجعله لا يسقط على الوجه المغطى بالزبدة،

yağlı tarafı aşağı gelmeyecek şekilde düşmesini sağlayacak şekilde

و لكن ارتداء أقنعة الوجه بشكل صحيح يمكنه لعب دور أيضاً:

Fakat yüz maskelerinin doğru takılması da bunda bir rol oynayabilir.