Examples of using "الحارس؛" in a sentence and their turkish translations:
cankurtaran beni fark edip kurtarabilirdi.
bazısında çöpçü bazen de bekçi
Güvenlik görevlisi gece boyunca görevdeydi.
ve kimse o bekçiyi sevmiyordu
düzensizlik vardı ortada bekçi ise kanunları uyguluyordu
Zamanla şövalye gibi üst bir sınıftan olmayan herkesi kapsadı
O gece TV'de yakın çekim yapılan tek güvenlik bendim.