Translation of "الحارس؛" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "الحارس؛" in a sentence and their turkish translations:

لأنتبه الحارس وأتى لإنقاذي.

cankurtaran beni fark edip kurtarabilirdi.

أحيانا الزبال أحيانا الحارس

bazısında çöpçü bazen de bekçi

- كان الحارس على رأس مهمته طوال الليل.
- حرس الحارس الليل بطوله.

Güvenlik görevlisi gece boyunca görevdeydi.

ولا أحد يحب هذا الحارس

ve kimse o bekçiyi sevmiyordu

كان هناك مخالفات ، كان الحارس ينفذ القانون

düzensizlik vardı ortada bekçi ise kanunları uyguluyordu

وقد عٌرف بانه أي شخص أقل من رتبة الحارس؛

Zamanla şövalye gibi üst bir sınıftan olmayan herkesi kapsadı

لأكون الحارس الوحيد الذي اقتربت الكاميرا منه على التلفاز تلك الليلة.

O gece TV'de yakın çekim yapılan tek güvenlik bendim.