Translation of "اضطر" in Turkish

0.030 sec.

Examples of using "اضطر" in a sentence and their turkish translations:

اضطر للعيش فقيرا لسنوات عدة.

O yıllarca sefil bir hayat sürdürmek zorunda kaldı.

لدرجة أنه اضطر إلى التوقُّف عنه.

Acısı koşuyu bıraktıracak derecede çoğalmıştı hatta.

كان هناك أوقات، اضطر أشخاص أن يقوموا بعملي بالمنزل،

İnsanların evde yerimi doldurmak zorunda kaldığı zamanlar oldu

لكن سرعان ما اضطر الرومان الفيليتز المخادعين إلى التراجع

Ama çok geçmeden Roma Velite'leri savaşarak geri çekilmek zorunda kalıyor.

نصح سيغيسموند بمناقشة خطة العمل، لكنه اضطر إلى الإذعان

Sigismud, eylem planını tartışmayı tavsiye etti, ancak

أدى هذا إلى إبطاء تقدم الصليبيين، حيث اضطر بعض الفرسان إلى المناورة

Bu, haçlıların hareketini durdurdu, bazı şövalyeler

ولكن بعد أن عانى هو نفسه من خسائر فادحة، اضطر إلى التراجع إلى المجر،

Ancak kendisi ağır kayıplara uğradı

عندما وصلت أبولو 8 إلى القمر ، اضطر الطاقم إلى إطلاق محرك SPS الضخم لإبطاء سرعته

son söze sahipti . Apollo 8 aya ulaştığında, mürettebat yavaşlamak ve Ay'ın yerçekimi tarafından ele geçirilmek