Translation of "التراجع" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "التراجع" in a sentence and their turkish translations:

لكن بيبرس وقطز أدركا حيلة التراجع

Ama Baybars ve Qutuz sahte geri çekilme hilesini anlamışlardı.

‫هذا لا يكفي.‬ ‫إنه مجبر على التراجع.‬

Ama kâfi gelmiyor. Çekilmek zorunda kalıyor.

بدأت بقية قوات كاتبوغا في التراجع نحو بيسان

Kitbuqa'nın kalan birlikleri Bisan şehrine doğru çekildi.

لكن سرعان ما اضطر الرومان الفيليتز المخادعين إلى التراجع

Ama çok geçmeden Roma Velite'leri savaşarak geri çekilmek zorunda kalıyor.

قاد Ney الحرس الخلفي لبقية التراجع ، ووفقًا للأسطورة ، كان

Ney geri çekilmenin geri kalanında arka korumayı yönetti ve efsaneye göre

بقيادة السلطان محمد الثاني ، هزم العثمانيون وأجبروا على التراجع المهين

2.Mehmed komutasındaki Osmanlı kuvvetleri yenildi ve aşağılayıcı bir geri çekilme yapmak zorunda kaldı

كانوا معتقدين بأن القرطاجيين في طور التراجع، اندفع الايبريون لاعتراضهم

Kartacalıların çekildiğini düşünen İberliler onlara engel olmak için davrandılar.

التراجع مرة أخرى نحو خط المشاة، بينما تراجع البقية نحو الأجنحة.

Piyadelere doğru çekildiler, diğerleriyse cinahlara doğru çekildi.

A الفوز الثاني المانى ضخم في ماسوريان القوات البحيرات الروس إلى التراجع.

Masurian'da kitlesel bir ikinci Alman zaferi Göller Rusları geri çekilmek için zorlar.

‫إذ عادت أذرعها لا تمسك بشيء‬ ‫في حال إذا اضطرّت إلى التراجع.‬

Geri çekilmem gerekirse diye kolları bağlı tutmak yok.

سلاح الفرسان المسلمين، وعلى الرغم من ميزتهم العددية، إلا أنهم بدأوا في التراجع

ve Moğollar sayıca fazla olmalarına rağmen geri düşmeye başladılar.

وبحلول نهاية فترة التراجع ، كان يسير على قدميه ، وقد أصيبت أصابعه بالصقيع. عندما

Geri çekilmenin sonunda parmakları donmuş halde yürüyerek yürüyordu.

ليس لدى سكيبيو خيار سوى التراجع بما أنه كان مدرك أنه في منطقة معادية

Scipio'nun geri çekilmekten başka çaresi yok, farkediyor ki düşman bölgesinin içerisinde sıkışmış.

ولكن بعد أن عانى هو نفسه من خسائر فادحة، اضطر إلى التراجع إلى المجر،

Ancak kendisi ağır kayıplara uğradı