Translation of "Dışarıda" in Spanish

0.017 sec.

Examples of using "Dışarıda" in a sentence and their spanish translations:

Dışarıda olduğumda

Cuando estoy en la calle, a menudo

Dışarıda durun.

No entrar.

Dışarıda bekleyeceğim.

Esperaré fuera.

Dışarıda yiyelim.

Comamos fuera.

Dışarıda bekleyebilirsin.

Podés esperar afuera.

Annem dışarıda.

- Mi madre no está en casa.
- Mi madre salió.
- Mi madre ha salido.

Onlar dışarıda.

Están afuera.

Herkes dışarıda.

Todos están afuera.

Dışarıda bekledik.

Esperamos afuera.

Dışarıda bekle.

Espera fuera.

Dışarıda konuşalım.

Vamos a hablar afuera.

Babam dışarıda.

Mi padre salió.

Tom dışarıda.

Tom ha salido.

Dışarıda kal.

¡Quedate ahí afuera!

- Bir koruma dışarıda.
- Bir bekçi dışarıda.
- Dışarıda bir gardiyan var.

Hay un guardia afuera.

Çare orada, dışarıda.

La ayuda está ahí fuera.

Taksi dışarıda bekliyor.

El taxi está esperando afuera.

Onlar dışarıda bahçedeler.

Están fuera en el jardín.

O şimdi dışarıda.

Ella está afuera ahora.

İnsanlar dışarıda kalıyor.

La gente se queda afuera.

Üzgünüm babam dışarıda.

Perdón pero mi padre no está en casa.

Hemen dışarıda olacağım.

Estaré afuera.

Dışarıda birisi var.

Hay alguien afuera.

Dışarıda yağmur yağıyor.

- Fuera está lloviendo.
- Afuera está lloviendo.

Hava dışarıda sıcaktı.

Hacía calor fuera.

Beni dışarıda bekleyin.

Espera por mí fuera.

Kendimi dışarıda kilitledim.

Me encerré.

Çocuklar dışarıda oynamalılar.

Los niños deberían jugar fuera.

Dışarıda bekleyebilir misin?

¿Puedes esperar afuera?

Dışarıda kar yağıyor.

Afuera está nevando.

Neden dışarıda beklemiyorsun?

¿Por qué no esperás afuera?

Tom dışarıda kaldı

Tom se quedó afuera.

Tom dışarıda bekledi.

Tom esperó afuera.

Onlar dışarıda bekliyor.

Ellos están esperando afuera.

Tom dışarıda mı?

¿Está fuera Tom?

Ben dışarıda çalışırım.

Yo hago ejercicio.

Dışarıda biri var.

Hay alguien afuera.

Tom dışarıda kaldı.

Tom se quedó afuera.

Git dışarıda bekle.

Ve a esperar afuera.

Köpek kulübesi dışarıda.

La caseta del perro está fuera.

O dışarıda oynuyor.

Está jugando fuera.

Tamam, dışarıda bekle.

- Sale, espera afuera.
- Vale, espera afuera.
- Arre, espera afuera.

Dışarıda ayak sesleri duyuyorum.

Oigo pisadas fuera.

Rüzgâr dışarıda gerçekten şiddetli.

El viento es muy fuerte afuera.

Ben dışarıda bırakılmış hissettim.

- Me sentía excluido.
- Me sentí rechazado.
- Sentí que me daban de lado.

Dışarıda hava sıcak görünüyor.

Se ve caluroso afuera.

Bugün dışarıda yemek istiyorum.

Hoy quiero salir a comer.

Dışarıda öğle yemeği yiyelim.

Almorcemos fuera.

Orada dışarıda biri var.

Hay alguien afuera.

Neden dışarıda oynamaya gitmiyorsun?

¿Por qué no te vas a jugar afuera?

Seni dışarıda görebilir miyim?

¿Puedo verte afuera?

Dışarıda ne olduğuna bakalım.

Vamos a ver qué pasa fuera.

Dışarıda ne olduğuna bakın.

Mire qué pasa afuera.

Aile dışarıda kahvaltı ediyor.

La familia está desayunando afuera.

O dışarıda yemek yedi.

Él salió a comer.

Çoğunlukla dışarıda yemek yemem.

No como mucho.

Çocuklar dışarıda oynamayı severler.

A los niños les gusta jugar fuera.

Bu gece dışarıda yiyelim.

Salgamos a comer esta noche.

Bugün, dışarıda uyumak zorundayız.

Hoy tenemos que dormir afuera.

Dün gece dışarıda mıydın?

¿Saliste anoche?

Biz dışarıda yemek istiyoruz.

Nos gusta salir a comer.

Tom dışarıda kar kürüyor.

Tomás está fuera, retirando la nieve.

Tom dışarıda yemek yedi.

Tom salió a comer.

Seninle dışarıda konuşabilir miyim?

- ¿Puedo hablar contigo fuera?
- ¿Podemos hablar fuera?

Ben genellikle dışarıda yerim.

Comúnmente como afuera.

Dışarıda bir otomobil var.

Hay un automóvil afuera.

Tom dışarıda çalışmaya alışıktır.

Tom está acostumbrado a trabajar en exteriores.

Biri dışarıda futonu çırpıyor.

- Alguien está fuera sacudiendo el edredón.
- Alguien está afuera vareando el futón.
- Alguno está fuera dale que dale con el futón.
- Alguien está afuera dale que te pego con el edredón.

Dışarıda yemenin keyfini çıkarıyorum.

Me gusta comer en la calle.

- Geç saatlere kadar dışarıda kalma.
- Geç saatlere kadar dışarıda kalmayın.

No te quedes fuera demasiado tarde.

Dışarıda hava yavaş yavaş kararıyor.

Se está oscureciendo de poco a poco afuera.

Sık sık dışarıda yer misin?

¿Comes afuera a menudo?

Değişlik olsun diye dışarıda yiyelim.

Cenemos fuera para variar.

Dışarıda oynamak için çok kalabalık.

Está demasiado oscuro para jugar fuera.

Yağmur nedeniyle dışarıda tenis oynamadık.

A causa de la lluvia no jugamos tenis afuera.

Her gece dışarıda yemekten usandım.

Estoy cansado de salir a comer todas las noches.

Dışarıda bir şey duyduğumu düşündüm.

Creo que oí algo afuera.

Evde kimse yok; hepsi dışarıda.

No hay nadie dentro de la casa, todos están fuera.

Hava yağmurlu, yani dışarıda oynayamayız.

Llueve hoy así que no podemos jugar fuera.

Tom dışarıda ayakkabı alışverişi yapıyor.

Tom ha salido a mirar para comprar zapatos.

Bu gece dışarıda yemek istiyorum.

Esta noche quiero salir a comer.

Bir saniye içinde dışarıda olacağım.

- Saldré enseguida.
- Saldré en un segundo.

Babam dışarıda ama annem evde.

Mi padre no está en casa, pero sí mi madre.

Dışarıda bekleyen bir taksi var.

Hay un taxi esperando fuera.

Tom bana dışarıda beklememi söyledi.

Tom me dijo que esperara afuera.

Dışarıda bir masaya oturabilir miyiz?

¿Nos puede dar una mesa afuera?

Ben her zaman dışarıda yerim.

Siempre como afuera.

TV izleme yerine dışarıda oynayın.

Ve a jugar afuera en vez de ver la tele.

Tom bütün gece dışarıda kalmaz.

Tom nunca se queda fuera toda la noche

Hava kararana kadar dışarıda kaldık.

- Estuvimos fuera hasta que oscureció.
- Permanecimos fuera hasta que anocheció.
- Nos mantuvimos fuera hasta que se hizo de noche.

Canım dışarıda yemek yemek istiyor.

Me apetece comer fuera.

- Dışarısı sıcak.
- Dışarıda hava sıcak.

Hace calor ahí fuera.

- Bu konuşmaya dışarıda devam etmemiz gerektiğini düşünüyorum.
- Sanırım bu konuşmaya dışarıda devam etmeliyiz.
- Bence bu konuşmaya dışarıda devam etmeliyiz.
- Bana kalırsa bu konuşmaya dışarıda devam etmeliyiz.

Creo que deberíamos continuar esta conversación fuera.

Genç bir adam seni dışarıda bekliyor.

Una persona joven está esperándote afuera.

Benimle birlikte dışarıda yemeğe ne dersin?

¿Qué te parece salir a comer conmigo?

Gitmek zorundayım; babam dışarıda beni bekliyor.

Tengo que irme, mi padre me está esperando fuera.