Translation of "Sağlayan" in Spanish

0.003 sec.

Examples of using "Sağlayan" in a sentence and their spanish translations:

Var olmasını sağlayan şey gerekliliktir.

Es impulsado por la fuerza de la necesidad.

Görüntülü konferans sağlayan bir kuruluş

una organización que brinda videoconferencia

Ve bu hataların kaynağına inmelerini sağlayan

que les permitiera informar

Gelecek zihinlere ulaşmanızı sağlayan güce sahip.

de alcanzar a esas mentes futuras.

Sağlayan İskandinav savaşçılar tarafından terörize edilmişti .

actitud ante la muerte les daba una ventaja peligrosa.

Halet Çambel Hitit hiyerogliflerinin çözülmesini sağlayan kişi

Halet Çambel La persona que hizo la disolución de los jeroglíficos hititas

Hedeflerimizden ve çabalarımızdan asla vazgeçmememizi sağlayan insanlar.

y nunca nos permitieron renunciar a nuestros ambiciosos proyectos.

Benim fark edilmemi ve tanınmamı sağlayan bir fırsat.

que me ha permitido sobresalir y obtener reconocimiento.

Aşırı derecede tutkulu olduğum çalışmamı sürdürmeme olanak sağlayan

Reconozco que he emprendido un maravilloso viaje

Benim, yaşadığımız bu zor günlerin üstesinden gelmemi sağlayan şey;

Eso es lo que me sostiene durante estos días tan duros,

Vikinglere ölümcül üstünlük sağlayan bir şey daha var mıydı?

¿Había algo más que le dio a los vikingos su ventaja letal?

Başkan olmasından fayda sağlayan büyük şirketler tarafından ona yetki veriliyor

Lo respaldan grandes corporaciones que se benefician de que esté en el cargo,

Roma vatandaşlarının Galya topraklarına yerleşebilmesini sağlayan bir yasayı sunmaktan sorumlu.

Él es responsable de introducir una ley que le permite a los romanos establecerse cerca y en tierras galicas.

Akdeniz'in bu yarısında senatoya stratejik avantaj sağlayan durum Gnaeus'un Roma'dan...

Es la habilidad de Cneo para actuar de manera autónoma. sin esperar directivas de Roma que

Bu sefer burada ki eleştiri orta sınıf geçinmeyi sağlayan insanlara geldi

esta vez las críticas llegaron a las personas que se ganaron la vida en la clase media

Kedi Güvenliği Ders Bir: Asla koşmayın... Çünkü sizi kovalamasını sağlayan bir içgüdü devreye girer.

Seguridad básica: jamás corras. Eso gatilla el instinto de perseguir algo y atraparlo.

Ne zaman bir kaza olsa doktorların aradığı ilk şey hasta hakkında bazı bilgiler sağlayan bir bilezik, bir kolye, veya bir aksesuardır.

Al sufrir cualquier tipo de accidente lo primero que buscan los médicos es un brazalete, collar o algún accesorio que pueda brindar cierta información sobre el paciente.

Çalışan her kimsenin kendisine ve ailesine insanlık haysiyetine uygun bir yaşayış sağlayan ve gerekirse her türlü sosyal koruma vasıtalarıyla da tamamlanan adil ve elverişli bir ücrete hakkı vardır.

Toda persona que trabaja tiene derecho a una remuneración equitativa y satisfactoria, que le asegure, así como a su familia, una existencia conforme a la dignidad humana y que será completada, en caso necesario, por cualesquiera otros medios de protección social.