Translation of "Okumaya" in Spanish

0.009 sec.

Examples of using "Okumaya" in a sentence and their spanish translations:

Okumaya çalışalım.

Probemos a leer.

- Ben okumaya devam ettim.
- Okumaya devam ettim.

Seguí leyendo.

Dergiyi okumaya dalmıştı.

Ella estaba absorta leyendo la revista.

Okumaya devam edin.

- Siga leyendo.
- Sigue leyendo.

Kitabı okumaya başladım.

Empecé a leer el libro.

Tom okumaya başladı.

- Tom empezó a leer.
- Tom comenzó a leer.

Bütün kitaplar okumaya değmez.

No todos los libros valen la pena leer.

O kitap okumaya değer.

Merece la pena leer aquel libro.

Kendini kitaplar okumaya adadı.

Se dedicó a leer libros.

Kitabı okumaya devam etti.

Él siguió leyendo el libro.

Bu kitap okumaya değer.

Este libro merece la pena.

Dikkatimi okumaya odaklamaya çalıştım.

Traté de concentrarme en la lectura.

Dedektif romanlarını okumaya daldı.

Está absorto en la lectura de novelas de detectives.

Ben kitabı okumaya başladım.

Me he empezado a leer el libro.

Tom okumaya devam etti.

Tom continuó leyendo.

Bu kitap okumaya değmez.

No vale la pena leer este libro.

Bıraktığın yerden okumaya başla.

Empieza a leer donde lo dejaste.

Daha fazla okumaya değmez.

No vale la pena leer más.

Yurtdışında okumaya karar verdim.

Yo decidí ir a estudiar al extranjero.

Ben okumaya devam ettim.

Seguí leyendo.

Duvarda yazılı mektupları okumaya çalıştık.

Intentamos discernir las letras escritas en la pared.

Gözlüğünü taktı ve okumaya başladı.

Él se puso sus lentes y comenzó a leer.

O hukuk okumaya karar verdi.

Decidió estudiar derecho.

O, kitabı okumaya devam etti.

Siguió leyendo el libro.

Hakim mahkeme kararını okumaya başladı.

El juez empezó a leer la sentencia.

Amerika'ya Amerikan edebiyatı okumaya gitti.

Él fue a América para estudiar la literatura americana.

Tom kitabı okumaya devam etti.

Tom siguió leyendo el libro.

O, kitap okumaya çok düşkündür.

Es muy aficionado a la lectura.

O kitabı zaten okumaya başladım.

Ya he empezado a leer ese libro.

Sanırım bu kitap okumaya değer.

Creo que vale la pena leer este libro.

Bu okumaya değer bir hikayedir.

Vale la pena leer esta historia.

Bu hikaye tekrar okumaya değer.

Este cuento vale la pena leerse de nuevo.

Tom hukuk okumaya karar verdi.

- Tom decidió estudiar leyes.
- Tom decidió estudiar Derecho.

Onun yeni romanı okumaya değer.

Su nueva novela es digna de leerse.

O kişi bir kitap okumaya çalışıyor

Esa persona trata de leer un libro,

İyi kitaplar her zaman okumaya değer.

Los buenos libros siempre merecen la pena leerlos.

Bu kitap iki kez okumaya değer.

Este libro merece la pena releer.

Ayakos'un günlüğünü tekrar okumaya can atıyorum.

Me muero por volver a leer el diario de Ayako.

Ben her gün okumaya devam ederim.

Sigo leyendo cada día.

Okumaya devam etti ve bana cevap vermedi.

Siguió leyendo y no me respondió.

Geçen hafta kaldığımız yerden okumaya devam edelim.

Sigamos leyendo donde nos detuvimos la semana pasada.

Pordmed.gov 'i kullanarak son yapılan araştırmaları okumaya başladım.

Investigué los últimos avances usando podmed.gov.

Mümkün olduğu kadar çok sayıda kitap okumaya çalış.

Intenta leer tantos libros como te sea posible.

O akşam yemeğini bitirdikten sonra, romanı okumaya başladı.

Tras terminar de cenar, empezó a leer la novela.

Birisi kapıyı çaldığında, o tam kitabı okumaya başlamıştı.

Ella acababa de empezar a leer el libro cuando alguien golpeó la puerta.

Tom bir kitap aldı, açtı ve okumaya başladı.

Tom cogió un libro, lo abrió y lo empezó a leer.

Bu kitaplar en az bir kez okumaya değerdir.

Vale la pena leer estos libros al menos una vez.

O, bir kitap çıkardı ve onu okumaya başladı.

Él sacó un libro y comenzó a leer.

Tom dün gece okumaya başladığı kitabı zaten bitirdi.

Tom ya ha terminado el libro que empezó a leer anoche.

Son günlerde yayınlanan tüm kitaplardan sadece birkaçı okumaya değer.

- De todos los libros publicados recientemente, sólo unos pocos valen la pena leer.
- De todos los libros publicados últimamente, solo algunos merecen ser leídos.

- Sami, İslam okumaya başladı.
- Sami İslami eğitim almaya başladı.

Sami empezó a estudiar el Islam.

O sanki hiçbir şey olmamış gibi kitabı okumaya devam etti.

Siguió leyendo el libro como si nada hubiera pasado.

Tom evrak çantasından bir dergi çıkardı ve onu okumaya başladı.

Tom sacó una revista de su maletín y la empezó a leer.

Tom, hırsız alarmı çalmaya başlamış olsa bile gazete okumaya devam etti.

Tom siguió leyendo el periódico aún cuando había sonado la alarma de robos.

- Onun yurtdışında eğitim yapmaya gitmemesinin nedeni budur.
- Bu yüzden yurtdışında okumaya gitmedi.

Es por esto que él no fue a estudiar al extranjero.

Babam okumaya o kadar düşkündür ki onun kitap açmadığı bir gün geçmez.

A mi abuelo le gusta tanto leer que no pasa un solo día en el que no abre un libro.