Translation of "Yaşıyoruz" in Spanish

0.022 sec.

Examples of using "Yaşıyoruz" in a sentence and their spanish translations:

Birlikte yaşıyoruz.

Vivimos juntos.

Boston'da yaşıyoruz.

Vivimos en Boston.

Burada yaşıyoruz.

- Vivimos aquí.
- Éste es nuestro hogar.

Belfast'ta yaşıyoruz.

Vivimos en Belfast.

Uyku problemleri yaşıyoruz.

tenemos problemas para dormir.

Teknoloji çağında yaşıyoruz.

Vivimos en la era de la tecnología.

Ona yakın yaşıyoruz.

Vivimos cerca de ella.

New York'ta yaşıyoruz.

Vivimos en Nueva York.

Şimdi birlikte yaşıyoruz.

Vivimos juntos ahora.

Şehir merkezinde yaşıyoruz.

Vivimos en el centro de la ciudad.

Biz ABD'de yaşıyoruz.

Vivimos en los Estados Unidos.

Biz Macaristan'da yaşıyoruz.

Vivimos en Hungría.

Enformasyon çağında yaşıyoruz.

Vivimos en la era de la información.

Biz dünyada yaşıyoruz.

Vivimos en la Tierra.

Biz neden yaşıyoruz?

¿Por qué vivimos?

Okula yakın yaşıyoruz.

Vivimos cerca de la escuela.

Bir toplumda yaşıyoruz.

Vivimos en una sociedad.

- Biz güzel bir şehirde yaşıyoruz.
- Güzel bir kentte yaşıyoruz.
- Güzel bir şehirde yaşıyoruz.

Vivimos en una hermosa ciudad.

- Biz güzel bir şehirde yaşıyoruz.
- Güzel bir kentte yaşıyoruz.

Vivimos en una hermosa ciudad.

İlaç kullanma ülkesinde yaşıyoruz.

Vivimos en el país de la medicación.

Biz sınıra yakın yaşıyoruz.

Vivimos cerca de la frontera.

Geniş kütüphanenin yakınında yaşıyoruz.

Vivimos cerca de la gran biblioteca.

Nasıl bir dünyada yaşıyoruz?

¿En qué mundo vivimos?

Nükleer güç çağında yaşıyoruz.

Nosotros estamos viviendo en la era de la energía nuclear.

Demokratik bir toplumda yaşıyoruz.

Vivimos en una sociedad democrática.

Biz dünya gezegeninde yaşıyoruz.

Vivimos en el planeta Tierra.

Biz pirince bağımlı yaşıyoruz.

Vivimos del arroz.

Altı yıldır Osaka'da yaşıyoruz.

Nosotros hemos vivido seis años en Osaka.

Altı yıldır Tokyo'da yaşıyoruz.

Llevamos seis años enteros viviendo en Tokio.

Hepimiz Dünya gezegeninde yaşıyoruz.

Todos vivimos en el planeta Tierra.

Biz deniz kenarında yaşıyoruz.

Vivimos junto al mar.

Biz plaja yakın yaşıyoruz.

Vivimos cerca de la playa.

Güvercinlerle bir sorun yaşıyoruz.

Estamos teniendo un problema con las palomas.

Biz bir kulübede yaşıyoruz.

Vivimos en una casa de campo.

Karmaşık bir dünyada yaşıyoruz.

Vivimos en un mundo complicado.

Biz atom çağında yaşıyoruz.

Vivimos en la era nuclear.

Çok kuvvetli seçenekler dünyasında yaşıyoruz.

Vivimos en un mundo en el que las opciones abruman.

Norm olduğu bir çağda yaşıyoruz.

cuando en realidad,

Ve hâlâ fiziksel dünyada yaşıyoruz.

aún vivimos en el mundo físico.

Az kişilik gruplar halinde yaşıyoruz

vivimos en pequeños grupos

Daha kalabalık kitleler halinde yaşıyoruz

vivimos en grandes multitudes

Deprem olan bir bölgede yaşıyoruz

vivimos en una zona de terremotos

Bir muz kabuğu evreninde yaşıyoruz

Vivimos en un universo de cáscara de plátano,

Biz uygar bir toplumda yaşıyoruz.

Vivimos en una sociedad civilizada.

Biz hepimiz Dünya gezegeninde yaşıyoruz.

Todos vivimos en el planeta Tierra.

Biz küreselleşen bir dünyada yaşıyoruz.

Vivimos en un mundo globalizado.

Ondan on dakika uzaklıkta yaşıyoruz.

Vivimos a diez minutos de su casa.

Biz harika bir dönemde yaşıyoruz.

Vivimos en una época maravillosa.

Beş yıldır bu kasabada yaşıyoruz.

Hemos vivido en este pueblo durante cinco años.

Biz yağmurlu bir büyü yaşıyoruz.

Hace un tiempo de perros.

Tom ve ben birlikte yaşıyoruz.

Tom y yo vivimos juntos.

Ormandan aldığımız şeylerin üzerinde yaşıyoruz.

Vivimos de lo que extraemos de los bosques.

Sizin gibi aynı sorunları yaşıyoruz.

Tenemos los mismos problemas que tú.

Sürekli online olduğumuz bir toplumda yaşıyoruz

Vivimos en esta sociedad que siempre está activa

Yaratmak için tasarlandığı bir ülkede yaşıyoruz.

que crean un estándar diferente, con unos por encima de otros,

Üç yatak odalı bir evde yaşıyoruz.

Vivimos en una casa con tres dormitorios.

Biz çok güvenli bir ülkede yaşıyoruz.

Vivimos en un país muy seguro.

Süpermarkete yakın, elli numaralı evde yaşıyoruz.

Vivimos en la casa número cincuenta, al lado del supermercado.

Biz Selanik'ten on kilometre uzakta yaşıyoruz.

Vivimos a diez kilómetros de Tesalónica.

Biz büyük bir kütüphanenin yakınında yaşıyoruz.

- Nosotros vivimos cerca de una gran biblioteca.
- Vivimos cerca de una gran biblioteca.

Ve kadınlar olarak bunu her gün yaşıyoruz.

cada día en nuestras vidas como mujeres.

öylesine hızla değişen bir dünyada yaşıyoruz ki.

en el que el mundo cambia rápidamente en lo laboral.

Tarihin en hızlı nesil tükenme hızını yaşıyoruz

Nunca se ha visto un ritmo de extinción tan acelerado

Biz bir soğuk algınlığı yaşıyoruz ciğerlerimizi üşütüyoruz

estamos resfriados, enfriamos nuestros pulmones

- Biz barış içinde yaşarız.
- Huzur içinde yaşıyoruz.

Vivimos en paz.

Vancouver'da yaşıyoruz, zaten her gün yağmurlu gibi.

Vivimos en Vancouver. Diario parece que va a llover.

Cinselliğe kafayı takmış gibi görünen bir kültürde yaşıyoruz.

Vivimos en una cultura que parece obsesionada con el sexo.

Bu hafta üç günlük bir hafta sonu yaşıyoruz.

Este fin de semana es un puente de 3 días.

Biz sadece bir ekonomide değil, bir toplumda yaşıyoruz.

Nosotros vivimos en una sociedad, no sólo en una economía.

"Ailemle bir barınakta yaşıyoruz ve öğretmenimin bunu bilmesini istiyorum."

"Me gustaría que mi maestra supiese que vivo con mi familia en un albergue".

Hepimiz aynı gökyüzü altında yaşıyoruz ama aynı ufka sahip değiliz.

Todos vivimos bajo el mismo cielo, pero no todos tenemos el mismo horizonte.

- Biz ılıman bir kış geçiriyoruz.
- Hafif bir kış yaşıyoruz.
- Bu yıl yumuşak bir kış geçirdik.

Estamos teniendo un invierno suave.